Vergi, kelime anlamı olarak siyasi otoritenin kişilerden yahut kurumlardan kamusal hizmetlerin gerçekleştirilebilmesi için kanunun belirlediği yöntem ve oranda alınan paradır. Vergi’nin pek çok çeşidi bulunmaktadır. Ülkemizde alınan vergilere KDV, gelir vergisi, damga vergisi ve ÖTV gibi örnekleri verebiliriz.
Ancak dijitalleşen dünyada kişiler ve kurumlar geleneksel kazanç yollarının dışında da gelir sağlamaya başladılar. Ekseriyeti internet vasıtası ile olmakla birlikte, çoğu vergi kanununda dijital ortamdan sağlanan gelirlerin kapsamı ve vergilendirmedeki usul ile alakalı bir kanun bulunmamaktaydı. Kısa bir süre öncesine kadar Türkiye’de de konu ile alakalı bir yasa bulunmuyordu.
Ancak 2020 yılı ile Dijital Hizmet Vergisi’nin yürürlüğe girmesiyle Türkiye’de dijital kazançların vergilendirilmesinin temel hatları çizilmiştir. Temel hatları çizilmiştir dememizin sebebi ise bazı konuların hala belirsizliğini korumasıdır. Örneğin dijital hizmet vergisi kapsamında hangi işyerlerinin dijital hizmet veren işyeri olduğuna dair kanunda bir kriter yoktur bu sebeple dolaylı vergiler sınıfına girmektedir.
Avrupa’da İngiltere, Fransa ve İtalya gibi büyük ekonomilerin yanında Belçika ve Avusturya gibi ülkelerde dijital kazançların vergilendirilmesi ile ilgili kanun var iken Atlantik Okyanusunun diğer tarafında ise ABD ve Kanada’da ilgili kanun bulunmaktadır. Söz konusu vergide tek bir muafiyet koşulu vardır. Bu koşul dijital hizmet veren şirketin dünya çapında yıllık gelirinin 750 milyon Euro’dan az olması gerekliliğidir. Türkiye’de ise bu şart yıllık kazancın 20 milyon TL altında olması gerekliliğidir. Bu noktada altı çizilmesi gereken husus şirketlerin dijital hizmetlerden kazandığı tavan kazanç sınırı değil şirketin total kazancının bu tutarı geçmemesi gerekliliğidir. Bu tavan tutarı dışında herhangi bir muafiyet bulunmamaktadır. Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir husus ise yurt içinde elde edilen hasılat hesaplanırken Türkiye’den elde edilen hasılatında bu hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğidir. Yani şirketlerin bu verginin mükellefi olmaları için hem yurt dışındaki hasılat tavanını hem de yurt içindeki hasılat tavanını geçmeleri gerekmektedir. Yalnızca birinin geçilmesi durumunda vergi mükellefi olunması söz konusu değildir.
Dijital Hizmet Vergisi Kanunu’na göre %7,5 oranında vergi hesaplanır. Verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında indirim yapılamaz. Ayrıca bu vergi fatura yahut fatura yerine geçen belgelerde gösterilemez. Cumhurbaşkanı üçüncü fıkrada belirtilen oranı hizmet türleri itibari ile yahut hep birlikte %1’e kadar indirip aynı zamanda iki katına kadar da çıkarma yetkisine sahiptir.
İlgili kanunun 4.maddesinin 7.fıkrasında dijital hizmet vergisine ilişkin muafiyet ve istisnaların ancak bu kanuna hüküm eklenerek veya kanun üzerinde değişiklik yaparak gerçekleşebileceği ifade edilmiştir. Devamında ise diğer kanunlarda yer alan muafiyet ve istisnaların bu vergi özelinde geçersiz olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Kanuna göre dijital hizmet vergisi kapsamına giren hizmetler ise şu şekildedir;
1-Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmeti ki buna reklam kontrol ve performans ölçüm, veri iletim ve yönetim hizmetleri de dahil.
2-İşitsel yahut görsel herhangi bir dijital içeriğin yine dijital bir ortamda satışı, dinlenilmesi izlenilmesi yahut oynanması sağlayan veya elektronik cihazlara indirilmesini ve bu cihazlarda kullanılmasını sağlayan hizmetler.
3-Kullanıcıların birbirleri ile iletişime geçebileceği dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri.
4-Sayılan tüm bu hizmetler için verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da bu vergiye tabiidir.
Söz konusu kanunun 2.maddesinde de dijital ortam, dijital hizmet sağlayıcıları, hasılatın elde edilmesi ve hizmetin Türkiye’de sunulması kavramlarının ne olduğu ifade edilmiştir.
Ek olarak bazı kazançlar matrah hesabında dikkate alınmayacaktır. Bunlar;
-Telgraf ve Telefon Kanunu ek 37.md kapsamında üzerinden Hazine Payı ödenen hizmetler.
-Gider Vergileri Kanunu 39.md kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler.
-Bankacılık Kanununun 4.md kapsamındaki hizmetler,
-5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2.md kapsamında tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler
– 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12.md kapsamında yer alan ödeme hizmetleri.
Son olarak hesaplama usulü ile ilgili olarak belirtilmesi gereken usul de döviz ile kazanılan kazançlar ile ilgili. Döviz ile kazanılan hasılatlarda kazancın elde edildiği tarihte açıklanan TCMB döviz alış kuru üzerinden hesaplanarak Türk lirasına çevrilir.