Skip to main content
search

Hayatın gerçekleri ve yaşam mücadelesi, yetişkin yaşa gelmiş bizleri hayal kurmaktan uzaklaştırıyor. Günlük yaşamımız o kadar yoğun ki, hayal kurmak bir tarafa, işleri yetiştirmek için durmadan koşturuyor, zamanla yarışıyoruz. Oysa, hemen hepimizin okuldayken hayalleri vardı.

Bazılarımız son model bir spor arabanın içinde kendini hayal ederdi; iş hayatında çok başarılı olmuş, her istediğine sahip olmuş biri olarak… Bazılarımız dünyayı gezmeyi düşlerdi. Tam olarak bir resim gözünün önüne getiremeyen, ancak nelerin onun için değerli olduğunu bilenler de vardı.

Hayaller kurmak güzeldi. Ancak iş, hayalleri gerçekleştirmeye gelince, birçoğumuz kendimiz, ailemiz veya çevremiz tarafından engellendik. Ufak eleştiriler, alaylar ve önümüze konulan hedefler bizi hayallerimizden ayırdı. En büyük engelimiz, aslında kendimizdik.

Hayaller yerine gerçekler ağır bastı, çevremizi ikna etmek yerine, onların bize uygun gördüğü senaryoya göre oyunu sürdürdük. Bazılarımız bu şartlarla mutlu olmayı öğrendi, bazılarımız durumu sorgulamadı bile. Bazılarımız ise, “Yılları geriye alsaydınız hayallerinizin peşinde koşar mıydınız?” sorusuna, “Keşke mümkün olsa!” diye cevap verdi.

Aslında yılları geri alma şansınız var, en azından çocuklarınız için. Bırakın onlar hayallerinin peşinden gitsinler ve siz de hayallerinin bir parçası olun.

Çocuğu gerçeklerle, anne baba tanıştırır

Anne babaların en büyük öncelikleri çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek. Herkesin doğruları birbirine göre farklılık gösterse de, sorumluluk sahibi olmak, dürüst olmak, iyi niyetli olmak, aşırılıklardan kaçınmak, saygılı olmak anne babaların öncelikli prensipleri arasında. Çok az anne baba çocuğuna, “Tutkuyla sevdiğin branşı oku” veya “Okula bir dönem ara ver, dünyayı gez, hayatı öğren” der. Bilakis, çocuğunu dizginlemeye, onu belli kuralları takip etmeye ikna eder. Başkaldıran örneklerin dışında, çocukların çoğu da anne babalarını yarı yolda bırakmaz ve alışılagelmiş bir yolu izlemeyi kabul eder. Tabii, bununla beraber; hayalleri, yetenekleri ve dünyaya yaklaşımları değişir, zamanla unutulur.

Oysa, anne babanın üstüne düşen en önemli görevlerden biri de çocuğunun ne istediğini bulmasına rehberlik etmek ve hayallerini gerçekleştirmesi için yardım etmektir. Kuşkusuz anne babalar çocukları için en iyisini isterler. Peki, en iyi nedir? Kimin için en iyidir? Kendilerinin gerçekleştiremedikleri hedefleri, çocuklarının başarmasını umarlar. Ancak, bazen kendi hedefleriyle çocuklarının hayallerini karıştırırlar. Onların istek ve doğruları çocuklarınınkiyle uyuşmaz. Amaçları, çocuklarının acı çekmelerini, yanlış yapmalarını engellemektir. Çocukları adına kimi zaman mantıklı, kimi zaman duygusal kararlar verebilirler, onaylamadıklarını engellemeye çalışırlar. Bu da hayallerin seyrelmesine ve baskılanmasına yol açar. Sonuçta, çocuğun hayal dünyası daralır.

Bırakın Çocuğunuzun Hayalgücü Ortak Diliniz Olsun

Bu zengin dünyayı fakirleştirmemek, yine anne babanın elinde. Ebeveyn ve çocuğun kuracağı ilişkinin açıklık ve güvene dayanmasıyla hayalgücünü geliştirmek mümkün. Öncelikle, çocuğunuzla açık iletişim kurun. Çocuğunuzu iyi dinleyin. Nelerle ilgilendiğini, hangi yeteneklerinin öne çıktığını gözlemlemeniz, çocuğunuzun geleceğinde çok önemli. Tiyatroculuk, yazarlık, müzisyenlik birçok ailenin hobi olarak desteklediği, ancak yaşam tarzı haline gelmesinden ürktükleri uğraşlar. Çoğu anne baba çocuğunu doktor, mühendis veya avukat gibi prestijli ve alışılagelmiş görevlerde görmeyi ister. Daha az seçilmiş mesleklerde, daha çok belirsizlik vardır. Anne babanın ana kaygısı, çocuğunun geleceğinin ne olacağını bilmemesidir. Oysa, hangi mesleği seçerse seçsin, nasıl bir geleceğin çocuklarımızı beklediğini önceden kestirmek mümkün değildir.

Leo Buscaglia’nın sözleri oldukça değerli bir bakış açısı verir: “Kişi, dünyanın en iyi eriği iken, birisinin erikleri sevmediğini anlarsa, o kişinin muz olma seçeneği bulunmaktadır. Ancak, muz olmayı seçerse ikinci dereceden muz olacaktır. Oysa o her zaman en iyi eriktir.”  Çocuğunuza erik olma fırsatını vermeniz, onun başarısına ve mutluluğuna direkt etki sağlayacaktır. Siz onun yanında olduğunuzdan kendine güveni artacaktır. Ona duyduğunuz inançla çocuğunuz, daha büyük hedeflere koşacaktır.

Çocuğunuzun Büyük Düşünmesine Yardım Edin

Çocuğunuzun büyük düşünmesi için neler yapabilirsiniz? Kym Tucker, Avustralya menşeili Think Big dergisinde yayınlanan yazısında çeşitli öneriler sunuyor.

Çocuğunuzu dinleyin.

Çocuğunuzun kendini özgürce ifade etmesine izin verin, duygu ve düşüncelerini çekinmeden sizinle paylaşsın. Ne kadar saçma, mantıksız veya çılgın şeyler söylese bile, herhangi bir yargıda bulunmadan veya alay etmeden onları dinleyin. İşlerinizin çok yoğun da olsa, kısa, ancak kaliteli zaman ayırın çocuklarınıza. Yatmadan önce ayıracağınız 5-10 dakika bile çocuğunuzla iletişiminizi güçlendireceğiniz, onu daha iyi tanıyıp anlayabileceğiniz bir zaman dilimine dönüşecektir.

Çocuğunuzun hayal gücüne güç katın

Einstein’ın dediği gibi; hayal gücü, bilgiden daha önemlidir. Çocuğunuz hergün yeni şeyler öğrenirken hayal gücünü de ilerletmeli. Siz de onun bu konuda en büyük yardımcısı olmalısınız. Çocukların yetişkinlere göre çok daha zengin bir hayalgücü vardır. Henüz toplumun ve okulun etkileri yoğunlaşmadığından, hayalgücünü sınırlayan otoriteler de azdır. Belki bu alanda en etkin figür sizsiniz. Siz ise, bu geniş hayal gücünde çocuğunuza rehberlik edebilirsiniz. Coşkunuz, ilginiz ve sorularınızla çocuğunuza hayalgücünü dışarı vurmayı, iletişim kurmayı, problem çözmeyi, net olarak doğru ve yanlışı ayrımayı ve kararlılıkla birleştirmeyi öğretebilirsiniz.

Çocuğunuzun katkısını ödüllendirin

Günlük aktivitelerinizde çocuğunuza fikirlerini ve önerilerini sorun. Akşam yemeğinde ne istiyor, okul servisinde arkadaşlarıyla nasıl zaman geçiriyor, bu haftasonu değişik ne yapabiliriz ya da yaklaşan doğumgününe ne planlayalım gibi konuları konuşmak ve ortak karar vermek, çocuğunuzun planlamasını geliştirecektir. Çocuğunuza öneriler sunmak ve içlerinden birini seçmesini istemek onu katılımcı bir role sokar.

“Nasıl bu hayallere ulaşabilir?”den çok “Çocuğunuzun hayalleri nelerdir?” sorusuna odaklanın.

Konseptin ne olduğunu netleştirmek, yeni bir şeyi üretmek için çok daha yapıcı bir yaklaşım. Aynen bir resim çizmeden kafanızda resmin kompozisyonunu hayal eder gibi, projenin ne olduğunu hayal etmesine izin verin. Nasıl olacak? Kimlerle ortak yapılacak? gibi birçok soruyu doğal sürece bırakın. Önce hayali kursun, sonra süreçleri inceleyebilir. Hayal olmadıkça süreçlere de gerek yoktur. Süreçler başında detaylandırıldığında hayalgücünü kısıtlayan, hatta fikirden soğutan niteliğe sahiptir. Çoğu zaman kafamızda oluşturduğumuz kısa fizibilite çalışmaları yüzünden birçok işi başlamadan bıraktığınız olmadı mı?

Sınırlandırıcı düşüncelerle çocuğunuzu kısıtlamayın.

‘Ama bu çok saçma’, ‘Böyle şeyler sadece filmlerde olur’, ‘Gerçek hayatta bu mümkün değil’ gibi olumsuz yorumlar, tartışmanın sonu olduğu gibi, hayalleri de birden suya düşürür. Zaman zaman düşünceleri kendine saklamak, sadece dinlemek en yararlı davranıştır. Çocuğunuzun en son ihtiyacı olan, parlak fikrinin mantıksız olduğunu duymaktır.

İyi bir rol modeli olun.

Çocuğunuza iyi bir rol modeli olabilmek için siz de büyük düşünün, hayaller kurun ve planlayın.

Gerçek Olan Her şey, Bir Hayalle Başlar

Tüm bedeninizin kumandası beynimizdedir. Zihnimizde gerçekleştirdiğimiz canlandırma, bilfiil hareketten önce gelir. Herşey bir hayal olarak başlar ve sıkı bir çalışmayla gerçeğe dönüşür. Kayak öğrenmek için yaptığınız ilk yolculuğu düşünün. Önce kaymayı istediniz, sonra ders almaya başladınız, pistlerde pratik derslerin ardından zihniniz devreye girdi, beyninizin içinde sürekli tekrar ettiniz kar sapanını. Ertesi gün bir önceki derse göre çok daha iyiydiniz, beyniniz çalışmıştı tüm hareketleri, şimdi bedeniniz daha rahattı hareketleri yaparken. Aynı deneyimi, bir müzik enstrümanını çalarken, araba kullanmayı öğrenirken veya bir yabancı dile çalışırken eminin yaşamışsınızdır.

Hayalperest ve yaratıcı olmak, insanlık tarihini ileri taşımış, keşiflere ön ayak olmuştur. Edebiyatta 19. yüzyılın en büyük hayalperesti, bilim adamı Jules Verne’di. Denizaltı, uzay yolculuğu, oksijen tüpü gibi birçok buluş, Verne’in hayal gücünün eseridir. Balonla Beş Hafta, Denizler Altında 20.000 Fersah, Dünyanın Merkezine Yolculuk, en bilinen romanlarındandır. Jules Verne, ailesine rağmen her türlü dirence ve zorluğa göğüs germeyi bilmiş ve hayallerinin peşinden koşmuştur. Verne, katı prensipleri olan ve hayal gücünü evin içinde bulundurmayan bir anne babanın çocuğudur. Bu kısıtlamalara başkaldırıp evden kaçmış, bir süre gemilerde tayfa olarak çalışmıştır. Ailesi onu bulunca, hukuk eğitimi görmesi için Paris’e yollamıştır. Paris’te tiyatroyla tanışmış, çok etkilenmiş, hukuk fakültesini bırakarak piyesler yazmaya başlamıştır. Babası, bu duruma tepkisini, finansal desteğini çekerek göstermiştir. Verne ise, yazdığı piyesleri satarak geçimini sürdürmüştür. Balonda Beş Hafta kitabı için, Paris Kütüphanelerinin müdavimi olmuş, jeoloji, mühendislik ve astronomi alanında geniş çaplı araştırmalar yürütmüştür.

21. yüzyıl dayanışma, etkileşim, yaratıcılık ve beraber çalışma dönemi. Çocuklarımıza hayallerinde destek olmak; onlara zaman, güven ve vizyon kazandırır. Size ise büyük bir gurur kaynağı olur… Beraberce büyük düşünün.

Datassist’in katkılarıyla hazırlanmıştır.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Leave a Reply