Datassist’in katkılarıyla 10 Şubat 2015 tarihinde Dünya Gazetesinde yayımlanmıştır.
Geçmişten günümüze eğitim sisteminin açıkları birçoğumuzu iş dünyasına hazırlamak konusunda çok yetersiz kalıyor. Üniversite gençleri iş dünyasına hazırlamalı mı? Yoksa işe girdiklerinde öğrenecekleri konularla ilgili temel mi oluşturmalı?
Washington Post konuk yazarı Jeffrey J. Sellingo’nun 2 Şubat’ta yazdığı makalesinin başlığı: Üniversite eğitiminin amacı nedir? Eğitim mi, İş mi? Sellingo, the Chronicle of Higher Education dergisinin editörü ve yüksek öğrenim üzerine birden fazla kitabın yazarı. Sellingo’nun yazısına göre, özel üniversitelerin pahalılığı ve on binlerce mezunun işsiz kalması veya üniversite diploması gerektirmeyen işlerde çalışma zorunluluğu sonucunda, önemli bir yenilgiyle karşı karşıya: okullar gençleri işe hazırlayamıyor.
Üniversite mezunları işverenlerin istediği analitik düşünme, araştırma ve etkili iletişim kurma gibi niteliklerde yetersiz kalıyorlar. Amerika genelinde 169 üniversiteden 32.000 öğrencinin girdiği sınav sonuçlarına göre, üniversite son sınıf öğrencilerinin %40’ı karmaşık muhakeme yeteneklerinde beklenenin çok gerisinde kalıyor. The Collegiate Learning Assessment Plus testi, birinci sınıf ve son sınıf üniversite öğrencilerine veriliyor, ve üniversite öğrenimi sırasında kazanılan düşünme, yazma, iletişim ve analitik düşünme alanlarındaki gelişimi ölçmeyi hedefliyor. Sınavın sonuçları incelendiğinde, devlet okulları ve özel okullar arasında az bir farkın olduğu gözlemleniyor. Beklendiği gibi, en iyi üniversitelerdeki son sınıf öğrencilerinin diğer son sınıf öğrencilerine göre sınavda daha başarılı olduğu görülüyor. Ancak, birinci sınıf son sınıf arasında gelişime bakıldığında, en iyi üniversitelerdeki öğrencilerin gelişimlerinin diğer okullardaki öğrencilere göre daha az olduğu göze çarpıyor.