Skip to main content
search

Kariyerinizin başında hiç mentorunuz oldu mu? Daha sonraki yıllarda siz mentorluk yaptınız mı?

Örnek aldığımız, fikirlerine değer verdiğimiz, kimi zaman bizi zorlayan ve de daha ileriye gitmemizi sağlayan kişiler vardır. Bazılarımız için anne-babamız, bir aile ferdi veya aile dostumuz, lise çağında mesleğimize karar vermemizi sağlayan bir öğretmen, diğerleri için ise, iş hayatınızda karşınıza çıkan ve kariyerimize farklı bakmamızı sağlayan bir lider…

Örneğin, egzantrik iş fikirleriyle tanınan başarılı girişimci Richard Branson kimsenin başarılı olacağını hayal bile edemediği girişimlere girme cesaretini aile çevresinde garip kabul edilen amcası Jim’den almış: Amcası ona, yıllar sonra iş yapma felsefesini şekillendirecek bir tavsiyede bulunmuş; “herkes fikrinin çılgınca olduğunu söylüyorsa, doğru yoldasın demektir, devam et” demiş. Jim Amca asker kökenliymiş ve askerde çimen yemesiyle tanınırmış, son derece garip bu alışkanlığı sayesinde fark edilmiş ve askerlere cephede yiyecek kısıtlı olduğu durumlarda, nasıl sadece çimen ve fıstık-fındık yiyerek hayatta kalacağını öğretmiş.

Netflix’te yayınlanan Shark Tank programının girişimci “Shark”larından başarılı iş adamı Robert Herjavec yıllar önce patronu olan Avis Rent a Car’in kurucusu Warner Avis’in kendisini ofisine çağırarak sosisli sandviç satıcısını gösterdiği günü dün gibi hatırlamakta. Patronu Herjavec’e “sen bu sosisli satıcısı gibi iş yapıyorsun, ürünü satmak için ne gerekiyorsa yapıyorsun ve bu işle geçiniyorsun. Ama aslında işlerini büyütmek için yapman gereken sosisleri satıcılara tedarik eden adam olmak” demiş.

Kimi zaman doğru zamanda doğru yerde verilen mentor dersi insanların yaşamlarını tamamıyla değiştirmelerine vesile olmakta.

Mentorluğun kökeni nereden geliyor?

Mentorluk kavramının ilk örneği Homer’in Odysseus’unda yer almakta. Truva Savaşı’na gitmek üzere olan cesur İtaka Kralı Odysseus, eski dostu Mentor’u arkada bıraktığı ailesine ve de özellikle oğlu Telemachus’a göz kulak olması için görevlendirir.  Truva Savaşı ve daha sonraki mücadeleler sonucunda, Odysseus’un 20 yılı aşkın yokluğunda, Mentor, koruyucu, eğitici ve yönlendirici tavırlarıyla Telemachus’u yetiştirir, çocukluktan genç bir yetişkine eriştiği dönemde, güvenebilecegi bilge bir baba figürü olur. Bugün araştırmacılar  Telemachus ve Mentor’un ilişkisinin modern mentor-mentee ilişkisinin temelini oluşturduğunu düşünmekteler.

Mentor-mentee ilişkisi kimi üniversitelerde ve kurumlarda belli bir yapıya oturtulmuş formal evrelere dayanan bir deneyim alışverişi. Kimi zamansa kişilerin inisiyatifi ve özverili yaklaşımıyla topluma geri verme yöntemi. Mentorluk bir tür öğretmenlik, eğitmenlik, koçluk, koruyuculuk. “Ben yaptım sen yapma” veya “kendin yaparak gör ama işin doğrusu şöyle” gibi birçok püf noktanın paylaşıldığı değerli bir ilişki. Mentor ve mentee arasındaki güven ilişkisine ve karşılıklı diyaloğa göre iki tarafın edindiği fayda farklılık göstermekte.

Burada çoğu zaman unutulan veya dikkate alınmayan bir çift yönlülüğün altını çizmek isterim. Mentor belki deneyimlerini ağırlıklı olarak aktaran taraf ancak algıları açık bir mentor da mentee’sinden birçok şey öğrenebilir. Kimi zaman bu öğrenilenler şirket içi dinamikler olurken, bazen belli bir jenerasyonun davranış biçimi veya iş yapma biçimiyle ilgili önemli bilgiler. Başka kaynaklardan ulaşmanız zor olan bu bilgileri mentee’niz kanalıyla duyabilir, olaylara ve kişilere bakışınıza yeni bir perspektif katabilirsiniz. Mentor-mentee ilişkisinden tam potansiyel alabilmek için, iki tarafın da bilgi ve deneyim alıp vermeye ve öğrenmeye açık olması gereklidir.

Pandemi dönemi avantaja dönüşebilir

Pandemiyle beraber mentorluk da çalışma ve sosyalleşme biçimlerimiz gibi şekil değiştirdi, işyeri veya cafe/restorandan zoom’a kaymış olsa da, aynı prensiplere dayanmakta, karşılıklı ve otantik olması esas. Ancak karşılıklı ve güçlü bir iletişimle mentorluk ilişkisinden beklentilerin yönetilmesi de son derece önemli.

Birçok profesyonel ve öğrenci için pandemi dönemi bilgisayar başında geçen, sosyalleşmenin eski günlere göre azaldığı, insanın kendi kendine kaldığı bir dönem. Yani, teorik olarak, düşünmek, kendimizi geliştirmek ve düşüncelerimizi paylaşmakta için daha fazla zamanımız var. Bu ekstra zamanı mentor veya mentee olarak kendi avantajımıza nasıl çevirebiliriz?

Beklentiler dev değil, minik adımlar olmalı
Hepimizin içinde bir anda büyük başarıları gerçekleştirebilme isteği ve inancı var. Oysa, her başarı, her ilişki, hayatta edindiğimiz herşey emek istemekte, emek ise zamanla paralel verilmekte. Dolayısıyla, dev adımlar veya sıçramaların yerine, devamlılığı olan minik adımların peşinde olmalıyız. Mentor-mentee ilişkisinde de minik adımlar ilişkinin temelini sağlamlaştırmakta. Güven oluşturmak her ilişkide olduğu gibi zaman almakta. Mentor sihirli değneğiyle iş dünyasının tüm sırlarını önünüze sermeyecek, mentee’ye alabileceği küçük dozlarda anlatacak deneyimlerini, bazen tavsiyelerde bulunacak, bazen anılarını anlatacak, bazen de teknik bilgi verecek, mentee’yi yönlendirecek.

Mentor toplantılarınızda hedefiniz olsun
Sanal görüşmeler yüz yüze görüşmelere göre daha limitli ve sıkıcı gelebilir, etkili ve verimli bir mentor-mentee görüşmesi için iyi planlama yapmak ve iki tarafın da beklentisine karşılık bulması önemli. Mentee sorularını önceden hazırlamalı ve mentorun zamanına saygılı olmalı. Mentor da mentee de bu görüşmelerde paylaşımlarına değer vermeliler ve işlerine yarayan dersler çıkarmalılar.

Zorlu dönemlerde mentor kendinize güveninizi yükseltir

Forbes makalesinde, psikolog Rebecca Newton’un yazdığı gibi, mentorluk güven aşılar, kişinin kendini kaotik, rekabetçi ve baskıcı iş dünyasının icinde daha pozitif kalabilmesine yardımcı olur. İnsanın kendine güvenmesi hem mentorluk ilişkisi hem de diğer ilişkilerde başarı için çok önemli. Kendine güven karşındakine güvenmek için ilk adım.

Pandemi dönemi birçok derdim var, hiç vaktim yok böyle iş dışı toplantılara demeyin. Mentor-mentee ilişkisine zaman ayırın. Faydalarını çok yakın zamanda görmeye başlayacaksınız.

Ela Erozan Gürsel