Skip to main content
search

Organizasyonlar şirket içinden ya da dışından yeni bir CEO adayı ararken İnsan Kaynakları yöneticileri adaylar arasında yer almıyor. İnsan Kaynakları, organizasyon genelinde çok farklı bir bakış açısına sahiptir ve her katmanı etkileyen karmaşık sorunları çözmek ve sorunlarla tekrar karşılaşmamak için oradadır. İnsanlarla ilgili kararlar bir kuruluşun başarısı ve refahı için temel noktadır. Ancak gelenek nedir? Gelenek; en üst düzey pozisyonların adayları mali işler, hukuk, satış veya operasyondur. Bunun en büyük nedeni İnsan Kaynaklarının geleneksel bir departman olmaması, daha düne kadar nereden çıktı bu insanlar ve ne yapıyor diye düşünülüyordu.

Evrim Nasıl Gerçekleşti?

Önceleri ülkemizdeki organizasyonlarda “personelci” diye adlandırılan, yönetim şemasında mütevazı noktalarda kendisine yer arayan İnsan Kaynakları departmanı için bugün bu kadar basit şeyler telaffuz etmek hayli zor. Hem çalışan hem de işveren tarafı bu departmanın ne denli kritik bir sinir hücresi olduğunun ayırdına vardı. İnsan Kaynakları departmanı doğru çalışanı seçip, kurumun öz kaynağını güçlendirmeyi ve çalışan ile işveren arasında güvenilir bir köprü olarak konumlanmayı misyon edinmiş durumda.

Bu “köprü departman” özellikle pandemide çok büyük bir eşik atladı. Doğru iletişimin hayat kurtardığı o kara günlerde İnsan Kaynakları departmanı yöneticileri artık köprünün yönetim tarafına konuşlandı. Hem yönetimi hem de çalışanı çok iyi tanıyan bir departman artık kurumda söz sahibi konumuna gelmiş oldu.

Yeni Bir CEO Adayı mı?

Dünyada CEO’larının çok büyük bir oranı ekonomi ve finans kökenli. Parayı yöneten, sayısal zekâsı yüksek bu kişilerden sonra ise operasyon ve satış departmanlarından gelip CEO olan kişilere de hayli sık rastlıyoruz. Yolu İnsan Kaynaklarından CEO’luğa uzananların sayısı ise yakın tarihlere kadar neredeyse yok denecek kadar azdı. Bu yolu yürüyenler için azınlık bile denemezken, bugün yavaş yavaş azınlık statüsüne gelmek üzere olduklarını görüyoruz. Bir genelleme yapacak olursak insan için kültürünü, geleneklerini kısacası alışkanlıklarını değiştirmek konusunda hayli muhafazakâr bir varlık olduğunu söyleyebiliriz. İşte böylesi muhafazakâr bir habitatta azınlık statüsüne yükselebilmek bile büyük bir başarı.

Öte yandan birçok sosyolojik araştırmaya, makaleye, çalışmaya defalarca konu olmuş ve olmaya da devam edecek olan kadın nüfusunun organizasyon şemalarındaki yeri ile ilgili bariz problemler de var. Son dönemde artış gösteriyor olsalar da kadın CEO’lar ya da Yönetim Kurulu Başkanları erkeklere oranla halen hayli düşük sayıdalar. İnsan Kaynakları departmanlarına göz attığımızda ise bu durumun tam tersi bir metrik kazanmış olduğunu görüyoruz. Üst düzey kadın yönetici azlığı ve İnsan Kaynaklarındaki erkeklere oranla hayli yüksek olan kadın nüfusunun da maalesef olumsuz bir etkisi var.

Ancak yapılan sosyolojik araştırmalar kadınların şirketlerdeki söz sahipliğinin artarak devam edeceğini gösteriyor. Bu da önümüzdeki dönemlerde daha çok İnsan Kaynakları kökenli CEO göreceğimizin en somut işareti.

Yani bugün için çalışanla işveren arasındaki köprü konumunda olan İnsan Kaynakları, yakın bir gelecekte kendi köprüsünden karşıya daha engelsiz adımlarla geçecek ve bir CFO kadar, CHRO’nun da CEO adaylığı çok net konuşuluyor olabilecek.

Dünyadan Örnekler

Ülkemizin en büyük 50 şirketinin CEO’larına baktığımızda, neredeyse hepsinin finans, ekonomi kökenli olduklarını görüyoruz. Dünyada da bu durum farklı değil ancak İnsan Kaynaklarından gelip CEO olanlar da yok değil.

  • Lisa M. Weber: 4 yılı MetLife’da olmak üzere toplamda 10 yıllık bir İnsan Kaynakları departmanı macerasından sonra bulunduğu şirketin başkanlığına getirildi. Bugüne geldiğimizde ise Weber’in Deloitte grubunda Yönetici Danışmanlığı olarak 10 yıla yakın süredir devam ettiğini görüyoruz.
  • Mary Barra: LinkedIn’deki 1.4 milyona yakın takipçisi ile ikonik bir rol model olan Barra, yaklaşık 34 yıldır General Motors bünyesinde. Son 8 yıldır kariyerine CEO olarak devam ediyor. Ancak öncesinde General Motors’un Küresel İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcılığını yaptı.
  • Nigel Travis: Yaklaşık 25 yıl İnsan Kaynakları departmanında çalıştı. Burger King’in Avrupa, Afrika ve Orta Doğu İnsan Kaynakları sorumlusu oldu. Papa John’s ve Dunkin’ Brands Group şirketlerinde toplam 16 yıl CEO olarak çalıştı. 6 sene kadar önce Londra’da bir futbol kulübü kurdu ve aktif bir emeklilik hayatı yaşıyor.

CEO’ların nihai sorumluluğu, başlattıkları işin devam etmesini sağlamak ve işi sürdürecek kişileri yetiştirmektir. Dolayısıyla benim için eski CHRO’ların CEO olarak görev yapması çok mantıklı, çünkü insanları geliştirme konusunda deneyime sahipler.”  Framatome CEO’su Bernard Fontana.