Kaynak: Datassist / Değişim Yelpazesi, Dünya Gazetesi
İş başvurusunda bulunan adayın, alışılmış uygulamaların aksine, deneyiminden önce üretkenlik düzeyi ölçülüyor. Sonra da kişisel özelliklerine bakılıyor. Ardından motivasyon faktörleri değerlendirilen adayın deneyim ve eğitimine ise en son bakılıyor. İsveç merkezli Exelect‘in bu kriterleri standart uygulamanın neredeyse tam tersi. Hem zaman tasarrufu sağlamayı, hem de en uygun adaya ulaşmayı hedefleyen bu uygulama Türkiye’ye de geldi. Datassist İnsan Kaynakları’nın işe alım hizmeti bundan böyle Exelect çatısı altında yapılıyor.
Exellent selection (mükemmel seçim) sözcüklerinden oluşan Exelect, ağırlıklı olarak orta düzey yönetici ve çalışanlara yönelik işe alımları gerçekleştiriyor. Mülakatların sanal ortamda yapılabilmesi de bir başka önemli fark. Datassist Genel Müdürü Ayşe N. Uça ile Exelect’in farklı işe alım uygulaması üzerine konuştuk. Uça, kişinin işe olan isteğinin, eğitim ve tecrübesinden daha önce geldiğinin altını çiziyor.
İkinci bir şirkete neden ihtiyaç duydunuz?
Datassist 1999 yılında sadece bordro servisi vermek üzere kuruldu. O dönemde böyle bir hizmet veren herhangi bir firma yoktu. Ben de, vergi danışmanlığı yaptığım dönemde, dar bir alanda uzmanlaşmak istemiş ve o konuyu da, bordro servisi ve personel işlemleri olarak seçmiştim. Bu servis Türkiye’de çok fazla tanınmıyordu. Zaman içerisinde tanınırken de, bir şekilde işe alım hizmetini de yapmaya başladık. Ancak zamanla uzmanlık alanımızdan uzaklaşırsak, bu katma değerin azalmaya başlayabileceği düşüncesiyle, bordro servisinin tanınmasıyla oluşan bir İK hizmeti verme olayını ayırıp, bunu farklı bir yönetim, farklı bir şirket ve marka olarak uygulamaya başladık.
İK ŞİRKETLERİNDE KATMA DEĞER EKSİKLİĞİ VAR
İçinde bulunduğumuz dönemde yapılan işe yerleştirmeleri nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de işe alım şirketleri belli bir aşama katetmiş durumda. Ama daha çok aşamayı katetmiş olanlar head hunting firmaları. Özellikle orta ve alt düzey yönetici kesimlerinde hizmet veren insan kaynakları şirketleri, head hunting firmaların gösterdiği gelişmeyi, maalesef diğer İK şirketleri gösteremedi. Seçim tekniklerinin çok da katma değer yaratan bir teknik olmadığını düşünüyoruz ki, bizim de geçmişte kendi servisimiz bu şekildeydi. İşe alım hizmetlerinde sadece bu kategoride daha ucuz işe alımlar, yani en ucuz fiyatı kim verdiyse o yönde gerçekleşmekte. Oysa rekabet daha kaliteli bir yönde olmalı.
Yaklaşık iki yıldır, verdiğimiz hizmetin şekline ve gelişimine yönelik bir dizi çalışma ve araştırma yaptık. Bu tür çabalar, İK sektöründe hizmet veren firmalar için bir gereklilik. Çünkü işe alım tarzının iyi olmaması, şirketleri kendi içlerinde yaratmaya teşvik ediyor. Bu da şirketi kendi içine döndürüyor. Dolayısıyla pazar da fazlasıyla gelişemiyor. Araştırma sonuçlarında yaptığımız şey, bir test sistemi getirmek oldu. Bunların içinde kişilik, liderlik, zeka ve performans testleri var. Burada asıl önemli olan mülakatların online yapılabiliyor olması ve filtreleme sistemi kullanılması.
Peki işe alım kriterlerinden bahsedelim. Neden deneyime en son bakılıyor?
Kendini iyi pazarlayan, görüşme taktikleri güçlü olan kişilerin hep mülakatlarda öne geçtiğini görürüz. Bu kişiler iyi neticeler alıyorlar. Oysa konuşmak olarak iyi, ancak pratik olarak iyi olmayabiliyorlar. Biz görüşmelerde kendini iyi anlatamayan ama aslında çok başarılı olabilecek kişileri elemek istemiyoruz. Bunun için de bir dizi online görüşme, online performans değerlendirmesi ve online yetenek ve kişilik testleri yapıyoruz. Hem değerlendirilecek aday sayısını düşürüp zamandan kazanıyoruz hem de değerli insanları kaybetmemiş oluyoruz. Buradaki amacımız bu. Yöntem aslında zamandan ve mekandan bağımsız bir işe alım yaratabiliyor.
ÜRETEMİYORSA NEDEN İŞE ALASINIZ
İlk bölümde esas olan, kişinin üretkenliğini saptamak. Üretmeyen bir kişiyi kim işe almak ister ki? Kişisel özelliklerinden sonra da motivasyon faktörlerine bakıyoruz. Kişiyi motive eden nedir? Para mı? Başarı mı? Sosyal statü mü? Bu çok önemli. Bir kişi parayla motive oluyorsa, sorumluluk düzeyi düşüktür. Ne kadar para verirsen o kadar çalışır.
TEST SONUÇLARINI DEĞERLENDİREN KİŞİ ÖNEMLİ
Testler ithal olduğu için uyum sorunu yaşanmıyor mu?
Genelde, “Bu testler Türkiye’ye uyarlandı mı?” diye sorulur. “Hep yurtdışından getiriliyor ve Türk insanı üzerinde uygulanıyor, oysa Türk insanı üzerinde denenmiş testler olması gerekiyor.” deniliyor. Burada aslında değerlendirmeyi yapan kişi önemli. O testin içindeki değerleri ölçen kişiler Türkiye’yi biliyorlar.
Dolayısıyla kişiyi Türkiye şartlarına göre değerlendiriyorlar.