“İtibarı oturtmak için 20 yıl, yıkmak için 5 dakika yeterlidir.” – Warren Buffett
“Etkili bir şekilde çalışan liderler hiçbir zaman “ben” demezler. Bunun sebebi, “ben” dememek üzere kendilerini eğitmeleri değildir. “Ben” diye düşünmezler, “biz” diye düşünürler. İşleri takımlarının yapabilirliklerini arttırmaktır. Sorumluluğu her yönüyle alırlar ancak yapılan işin kredisini “biz”e verirler. Bu yaklaşım güven oluşturur ve işin etkili bir şekilde tamamlanmasını sağlar.” – Peter Drucker
“Gerçeğin ufak detaylarına dikkat etmeyenlere önemli konularda güvenilmemelidir.” – Albert Einstein
Güven, yönetim guruları, yazarlar, bilim adamları tarafından sıklıkla farklı farklı tanımlanmıştır. Güven insanın karşısındakine duyabileceği en samimi duygulardan biridir. Beraber yola çıktığımız kişiye duyduğumuz güven sayesinde, çoğunluğun imkansız gördüğü bir işe inançla gireriz. Yaptığınız işin sağlayacağı yarara inanırsınız, liderinizin ve ekibin başarısına inanırsınız, içten içe bilirsiniz hayal ettiğiniz yere geleceğinizi. Güven liderin mucizesidir – başarının da başarısızlığın da sırrı güvende gizlidir. Güvendiğinde dağları yıkma gücüne sahip bir ekip, güvenmediğinde bir ufacık adım bile atmaz.
Güven nasıl oluşturulur?
Bir liderin yapması gerekenlerin veya sahip olması gereken niteliklerin listesi yönetim kitaplarında, iş bloglarında madde madde sayılır. Listeden listeye farklılıklar olmakla beraber, her liderde olması gereken en önemli özelliklerden birinin güven uyandırmak olduğu vurgulanır. Güven uyandıran liderde iki özellik dengededir: karakter ve yeterlilik. Karakter, dürüstlük, amaç ve niyeti içerir. Yeterlilik yapabilirlikler, yetiler, ve başarılı sonuçlar demektir. İki boyut da hayati önem taşır, biri olmazsa öbürü yeterli olmaz, denge kurulamaz, güven oluşturulamaz.
Toplum içinde etiğin önemine yapılan vurgudan dolayı, güvenin karakter boyutu küresel ekonomide iş yapan liderler için olmazsa olmaz bir kriter haline gelmiş durumdadır. Ancak asıl denklemleri değiştiren ve çoğu zaman göz ardı edilen boyut ise yetkinlik yönüdür. Bir insanın dürüst ve samimi olduğuna inanabilirsiniz ancak o insanın sonuca varacağına inanmazsınız, o kişiye güven duyamazsınız. Bunun tam zıttı da doğrudur: bir insan tam anlamıyla yetkin, işi yetenekleri, deneyimi ve yetileriyle hakkını vererek yapıyor olabilir ancak dürüst değilse, işi yapacağından emin olmanıza rağmen – sonuç almak için her yolu deneyeceğinden – kişiye güvenemezsiniz.