Skip to main content
search

Bir köyde yaşadığınızı varsayın. Onlarca, yüzlerce yıldır sizin ve komşularınızın aynı köyde doğup büyüdüklerini, ebeveynlerinizin şu anki arkadaşlarınızın ebeveynleriyle hatta büyük ebeveynlerinizin yine arkadaşlarınızın büyük ebeveynleriyle arkadaşlık, komşuluk ettiklerini düşünün.

Biriktirilen nice hatıradan sonra kimin şakacı, kimin kindar, kimin cimri, kimin çalışkan olduğunu çok iyi biliyor olurdunuz. Hatta birçok kişinin adından ziyade lakabı ile anılması da oldukça muhtemeldi. Tıpkı bir döneme damgasını vurmuş efsane çizgi film Şirinler’deki köy gibi.

Gelişen, geliştikçe de dönüşen dünyamızda da durum bu noktaya doğru gidiyor. Toronto Üniversitesi’nde İngilizce Profesörü ve Kültür ve Teknoloji Merkezi Müdürü olarak uzun yıllar görev yapan, sayısız makaleye imza atan ve bana göre 20. Yüzyılın en önemli düşünürleri arasında olan Marshall McLuhan’ın en önemli aforizması: Dünya Global Bir Köydür. Bu aforizma öyle bir hale evrilmişti ki, artık aforizma olmaktan çıkmış ve başlı başına bir kuram olarak karşımıza çıkmıştır. McLuhan bu kuramını ilk olarak dile getirdiğinde takvimler 1969 yılını gösteriyordu. Bu kuram o dönem için çok uçuktu elbette. Ancak yine de akademik çevrelerde 70’li yılların ortalarına kadar kabul görmeye devam etti. İnternetin icadı ve kullanımının artması bu sözden epey geç olduğu için(!) aforizmanın etkisi azalarak bitme noktasına gelmiş, tarih arşivlerinin tozlu raflarında “Unutulacaklar Köşesi”nde kendisine yer bulmuştu… Ta ki internetin her eve girmesine kadar.

İnternet her eve, her işe, her cebe, her arabaya, her buzdolabına girdi ya da girmek üzere. Global bir köy olmamızın bana göre en önemli kilometre taşları arasında yer alan Facebook’la McLuhan’ın kuramının adeta kobayları oluverdik. 2000’lerin sonu, 2010’ların başını hatırlayın. İlişki durumumuzu, hangi sosyal ortamda bulunduğumuzu, hangi okulda okuduğumuzu, hangi şirkette çalıştığımızı adeta Facebook’a raporlar hale gelmiştik. O gün de bugün de sosyal medya kullanımı konusunda son derece cahil ve beceriksiz olduğum için, ben bu işleri pek beceremedim. Kimi zaman akranlarımdan geri kaldığımı düşündüm elbette ama hiçbir zaman iyi bir Facebook ya da Instagram kullanıcısı olamadım.

20 yıl, 30 yıl ya da belki daha bile fazla zamandır görüşmediğimiz bir arkadaşımızın şu an nerede, kimle, ne yaptığını bilebiliyoruz. Bu veriler elbette Big Data’ya hizmet ediyor. Öyle bedavadan arkadaşını takip etmek yok! Ama bugün bu konuya girmeyeceğim. Bugün global köyün, global işlerine bakacağız.

GIG Ekonomi

GIG Ekonominin en kısa tanımı için herhangi bir kurumun tam zamanlı çalışanı olmayan esnek saatlerde çalışan kişilerin iş modeli diyebiliriz. Örneğin gazeteye yazı yazıyorsunuz. Yazınızı belirli bir zamanda teslim etmeniz gerekiyor. Yazınızı teslim edersiniz, faturanızı keser paranızı alırsınız. Yani bir şahıs şirketisinizdir artık. Günde 5 saatte tamamlayabileceğiniz bir iş için 8-9 saati işte harcamanız gerekmez. Arta kalan zamanda köpeğinizi gezdirir ya da başka işler yapıp ekstra kazanç sağlayabilirsiniz.

Aynı durum işveren için daha da avantajlı. Sizin için yol, yemek, çeşitli sigorta, izin, emeklilik, tazminat, tatil gibi çeşitli işveren maliyetlerinden uzak kalarak müreffeh bir yaşam sürebilir.

Yapay Zekâ

Bazı futbolcular vardır, oynadığı takımdan çok daha popülerdir, daha fazla sevilir. Yapay Zekâ ile internet ilişkisi de tam olarak böyle işte. İnternet bir futbol kulübü, Yapay Zekâ da gözde futbolcusu. Yapay Zekâ’nın hünerlerini anlatmayacağım.

İngiltere’desiniz ve beyaz yaka işiniz için bir çalışan mı arıyorsunuz? Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan, herhangi bir ırktan, mezhepten hiç fark etmeksizin; size son derece rekabetçi fiyatlar sunan bir freelancer ile çalışabilirsiniz. Bu eşleşmeyi yapabilecek onlarca internet sitesi var. Yapay Zekâ destekli algoritmalarıyla size en uygun çalışanınızı seçebilirsiniz.

Düzen Ekonomi Üzerine Kurulu

Marshall McLuhan dünyanın global bir köy olacağını söylerken bu kadarını kastettiğini sanmıyorum. Ancak dünya düzeni ekonomi üzerine kurulu ve her yeni icat ekonomi ile direkt olarak ilintili. Haliyle İnsan Kaynakları da tam da bu doğrultuda ilerliyor. Çok basit bir işlemle Google’da “Yapay Zekâ İnsan Kaynakları” gibi kelimelerle bir aratma yaptırsanız sayısız içerik, uygulama örneği, makale gibi birçok içerik sizi karşılıyor. Bilsek de bilmesek de McLuhan’ın kuramı birçok noktada bize ışık olmaya devam ediyor.

Çünkü artık biliyoruz ki teknolojiyi takip etmez, yatırımlarımızı ona göre yapmazsak iş yerimizin, işimizin silinip gitmemiz an meselesi. Çok büyük bir tekstil devi ya da herhangi bir mahallede emlakçı olsak bile fark etmeyecek.