Şehirler çıkmazların, ihtiyaçların ve zorlukların merkezi… Onların üstesinden gelen girişimler başarılı oluyor.
Inc.com’un San Francisco Büro Şefi Jeff Bercovici’nin Neden Silikon Vadisi İnsanların Sevmesi Gereken Şeylerden Nefret Etmelerini Sağlıyor başlıklı yazısı şehirlerin zorluklarının ilham olduğu girişimleri konu almış.
Birçok metropoliste olduğu gibi, San Francisco’da da birçok şey işlemiyor. İşlemeyen şeylerin arasından zaman zaman muhteşem bir manzara yakalıyorsunuz, aklınızda yıllarla kalacak ancak reel zamanda sadece birkaç dakika tanık olabileceğiniz nefes kesen bir manzara, aynı İstanbul’da görebilecekleriniz gibi… En olmadık ara sokaktan erguvanlarla kaplı cumbalı bir ev veya martı ve karabatakların Boğaz’ın ışıltılı sularıyla dansı. Trafiğiyle saatlerinizi yiyen, canınızı sıkan, sizi işinizden gücünüzden sevdiklerinizden ayıran ve metrobüsü, otobüsü, metrosu, vapuruyla insanların yapışık kardeş konumunda seyahat ettiği büyük şehir karambolü gündelik mücadelelerimizin büyük bölümünü oluşturuyor. Eriyen orta sınıfın yanı başında yoksullaşan ve zenginleşen iki üç popülasyon birbirlerini anlamaz hale geliyor.
Bu içinden çıkılmaz şehir mücadeleleri müşteri odaklı girişimciler için bulunmaz fırsatlar. Şahin gözleriyle fırsatların peşinde olan girişimcinin yapması gereken en önemli şey gözlemlemek… Yırtıcı bir hayvanın avını en uygun zamanda en az tehlikeye girerek ve en az kaçırma riskiyle avlamak için yapması gereken adımlara benzer adımları takip etmeli. Çözümsüzlüklere çözüm aramalı gözleri, aklı farklı işletme modellerini kurgulamalı. San Francisco çıkışlı girişimciler, Uber’in Travis Kalanick, Brian Chesky, Joe Gebbia, ve Nathan Blecharczyk’in Airbnb ve Instacart’ın Apoorva Mehta, Max Mullen, Brandon Leonardo bu karmaşanın içinde çözüm aramış ve şehrin problemlerinden tüm dünya şehirlerine çözüm üretmiş başarılı girişimler başlatmışlar.
Mart ayında uygulama ile hayata geçirilen scooter San Franciscolulara yeni bir ulaşım alternatifi sundu. Birçok şehirli scooterları kullanmak istedi. Ucuz, kolay kullanımlı, sıfır emisyonlu ulaşım her şehri ileriye götürecek bir çözüm. En azından teoride…
Hemen hemen bir akşam içinde scooter şirketlerinden biri Bird yatırımcılardan 1 milyar dolarlık para arttırmış, hemen ardından şirketin değeri 2 milyar dolara ulaşmış. Diğer yandan, Uber bir diğer scooter firması olan Lime’a yatırım yapmış, kendi uygulamasında araba kiralamaya alternatif olarak scooter kiralama opsiyonunu getirmiş ve şirketin değerini 1 milyar dolar olarak değerlemiştir. Scooter şirketlerin hızla pazara girip değer kazanmaları bisiklet paylaşımı firmalarına da hız kazandırmış, Uber’in bisiklet paylaşımı firması Jump’ı ve Lyft’in bir diğer bisiklet paylaşımı firması Motivate’i almasına uygun ortamı hazırlamıştır.
Scooter’ların karıncalar gibi, San Francisco sokaklarına hücum etmeleri sonucu bir başka şey olmuş. Kaldırımları ve sokaklarda arabalardan arta kalan yerleri dolduran scooter’lar kimi yayaları rahatsız ederken ve de yolun ortasında park edilen veya vızır vızır geçen scooter’lardan şikâyet edenlerin sayısı artarken, şehir otoriteleri harekete geçmiş. Scooter kullanıcılarının sokaklarda dolaşabilmeleri için yeni bir ehliyete sahip olmaları istenmiş.
Hızlı büyü veya eve dön
Bu kadar gerekli ve yararlı görülen bir şey nasıl oldu da kısa sürede herkesin nefretini kazanir?
Cevabı Silikon Vadisi’nin temel prensibine dayanıyor: Hızlı büyü veya eve dön.
Uber ve Lyft’in Amerikan şehirlerine hatta dünya geneline nasıl hızla yayıldığını düşünün. Şoförler ve araba hizmetine ihtiyacı olanlar otoriteler farkına dahi varmadan özel araba kiralama ve bir yerden bir yere uygulamalar yardımıyla gitmenin ne kadar geniş bir pazar olduğunu kanıtlamıştı. Benzer bir pervasız riski scooter’larla Bird, Lime ve Spin de almıştı, öyle ki sokaklarda binlerce kasksız scooter kullanıcısı kaplamıştı. Bugün tüketici odaklı teknoloji dünyasında ‘büyüme adına büyüme’ bir değer haline geldi. Genellikle bu hızda büyüyüp kullanıcıları güç sahibi yapan bir yandan da toplumun nefretini kazanan şirketler arama motorlarında Google ve sosyal networklerde Facebook gibi doğal monopoller. Bu tür monopoller genellikle bize sormadan hayatımızı düzenleyip ne istediğimizi bizden daha iyi bilenler…
Daha doğrusu Büyü ya da Öl
The News Minute’te göre, hiçbir iş ne kadar sağlam bir iş planı olursa olsun büyümedikçe başarılı kabul edilemez.
Büyüme denince akla standardizasyon gelir, bu alanda birçok faktörü dikkate almak gerekir. Bir ürünün veya hizmetin kabul görmesi ve belli bir standarda tabi olması gereklidir. Diğer bir deyişle, iş fikrinin farklı coğrafyalarda uygulanabilir olması önemlidir. Şehre veya bölgeye odaklı olmaması gerekir. Eğer bir fikir Haydarabat’ta işliyorsa, aynı konsept ufak tefek değişikliklerle Mumbay, Delhi, New York veya Paris’te müşteri bulabilmelidir. Ürün hem piyasadaki diğer ürünlerden farklılaşabilmeli hem de doğru bir fiyata satıcı bulmalıdır. Doğru ortaklarla çalışmak pazardaki konumunuzu ve prestijinizi arttıracak, kazancınıza ve başarınıza katkı sağlayacaktır.
Unutmayın müşterilerin sonsuz sadakati yoktur. Bugünün müşterisi elde ettiği değere bakar. Siz de şirket olarak değere odaklanmalı, müşterinizin aradığı değere kavuşmasını sağlamalısınız. Kendi hesaplamalarınıza sadık kalın. Kimse kar etmeyen bir işin içinde olmak istemez. Ne kendinizi kandırın ne müşterinize kazık atın. Hem kendiniz için hem içinde bulunduğunuz piyasa için hem de müşterileriniz için değer yaratın.
Bu yazı http://hrpozitif.net sitesinden alınmıştır.