Skip to main content
search

Kaç yıldır iş hayatındasınız? 5, 10, 50?

Meslekte geçen yıllar ne kadar çoksa tecrübenizin de buna paralel olarak çok olduğu düşünülür.

Bu çok doğal bir durum elbette…

30 yıldır aynı sektörde, aynı işi yapan bir profesyonel olduğunuzu düşünelim. İşiniz sizin için çok önemli olmalı. Sektörünüze yeni başlamış daha düne kadar kısa pantolonla gezen, yeni yetme çocuklar için çok zor bir mesleki problem sizin için gözünüz kapalı, ters elinizle çözüme kavuşturacağınız daha önce binlerce kez yapmış olduğunuz sıradan bir işlem gibidir.

Fakat işler değişiyor. Gerçekten 30 yıldır aynı işi yapıyor ve şu an bu yazıyı okuyorsanız, bu kısımdan sonrası için biraz canınız sıkılabilir.

Evet, çok tecrübelisiniz ve bu çok saygı duyulması gereken bir durum. Belki de kariyerinizin başından beri hayalini kuruduğunuz müdürlük makamına dahi eriştiniz. Bu makamla birlikte saygınlığınız da iyice arttı. Fakat işler değişiyor ve sizin daha önce tecrübe etmediğiniz bir alana doğru itiliyor.

Genç nesillerin teknolojiye çok daha hâkim olduğundan bahsetmeye gerek yok. Eğer “tecrübeli profesyoneller” iş hayatında tutunmak istiyorsa, bu meydan okumadan galip çıkmaları gerekiyor. Yapay Zeka uygulamalarını kullanmaları gerekiyor. Yalnızca “Aradığım şeye Google üzerinden bakıyor, işimi hallediyorum” demek asla yeterli değil.

“Yapay Zeka Kullanmakta Ne Var Ki?”

Yapay Zeka uygulamaları hayatımızı çok kolaylaştırıyor ancak bunu doğru kullanabilmek önemli. Son dönemde, hatta yakın zamana kadar ben de “Yapay Zeka bana yardımcı olmuyor, ben işimi yine her zamanki yöntemlerimle hallediyorum” diyordum. Bu Yapay Zeka işini benden daha iyi kotaran arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Yapay Zeka uygulamalarının dilini biliyor olmak gerekiyor. Örneğin kişisel asistan olarak kullandığım bir Yapay Zeka programına doğru sorular soramadığımı fark ettiğimde, iyi bir Yapay Zeka kullanıcı olmadığımı anlamıştım. Doğru sorular soramadığım için yanlış cevaplar aldım. Ve insan aklımla(!) Yapay Zeka’yı küçümsedim.

Dünya satrancının en önemli isimlerinden olan Kasparov’un, IBM DeepBlue ile olan meşhur maçından bir sene önce, yine aynı iki rakip kozlarını paylaşmış, Kasparov galip gelmişti. Bilgisayarla insanın karşılaştığı bir satranç maçı dünya için önemli bir gelişme olduğundan dolayı birçok gazeteci de bu olayı yerinden takip etmişti. Maçtan sonra galip Kasparov, mağlubu IBM DeepBlue için alaycı bir tavırla gazetecilere dönüp “Ne de olsa bir bilgisayar…” demişti. Bir sene sonra ise dünya tarihi için çok önemli bir olay yaşanmış ve Kasparov rövanşta mağlup olmuştu. Hikâyenin sonrasını hepimiz biliyoruz.

İşin aslı, küçümsememek gerekiyor. Çünkü Yapay Zeka rövanşlara insanlardan çok daha iyi hazırlanıyor; ilk maçı kazansa da kaybetse de…

Yapay Zeka’yı kullanmaktan önce “doğru kullanmayı öğrenmek” gerekiyor. Bunun en güzel yolu da genç nesillerden dersler almak, öğütlerini dinlemek gerekiyor. Dünyada hiç bu kadar ciddi şekilde “akıl yaşta değil, başta” olmamıştı. Tabii o “başın altında” da Yapay Zeka var.

Burada aslında bahsetmek istediğim şey tersine mentorluk. Tecrübeliler işin cilvelerini gençlere öğretiyorlar, gençler de teknolojinin cilvelerini tecrübelilere öğretmeli ki hem şirket içi hem de global manada aynı lisan konuşulabilsin.

Kopya Değil, Destek

Yine son dönemde okuduğum bazı köşe yazılarında, aktüel haberlerde ve bloglarda olduğu gibi ChatGPT’den kopyalanmış yazılar görüyorum. Ve bu beni çok üzüyor. Çünkü bu bana göre yanlış bir Yapay Zeka kullanımı örneği.

Ben yazılarıma asla Yapay Zeka uygulamalarından bir şeyi kopyalayıp yapıştırmıyorum. Son dönemlerde yazı ve sunumlarım için araştırmalarımda Yapay Zeka uygulamalarına çok sık baş vuruyorum. O yüzden de Yapay Zeka uygulamalarının, özellikle de ChatGPT’nin yazı diline aşinayım ve normalde kendi yazı dilini bildiğim ve yazılarını okuduğum “gerçek insanların”, yazı dillerinin birden ChatGPT ile aynı olması beni üzüyor. Biraz da okura yapılan saygısız bir davranış gibi geliyor bana. Çünkü biz insanlar olarak, yazı dillerini sevdiğimiz kişilerin okurları olmayı tercih ediyor ve bundan keyif alıyoruz.

ChatGPT ya da türevlerini elbette kullanmalıyız ama bütün yaratıcılığımızı da ona emanet edip doğru yanlış, güzel çirkin, siyah beyaz gibi kavramları ona bırakmak doğru değil.