Skip to main content
search

Çok kritik bir ameliyatın ortasında olan bir cerrah, şehrin en işlek otobüs duraklarından birinde bir simitçi ya da tüm konsantrasyonunu birkaç ay sonra gireceği üniversite sınavına vermiş bir lise öğrencisi olabilirsiniz. Başarı diye addettiğiniz durumun kilitli kapılarını açacak anahtara ulaşmanın yolu sahip olduğunuz motivasyondan geçer.

Eğer bir insanı hayata döndürmenin, akşam eve para kazanmış bir şekilde dönmenin ya da havalı bir üniversiteye gidebilmenin motivasyonuna sahip değilseniz, zaten baştan mağlubiyeti kabul etmişsiniz demektir. Yaptığınız iş ya da çalışma ne olursa olsun, işin gereği olan belirli motivasyonlara sahip olmak gerekir.

Hayatın tam merkezinde olan ve adına “motivasyon” denen bu şey, elbette ki iş dünyası profesyonellerinin de ilgisini çekiyor. Öyle ki; işte motivasyonunuzu düşüren kişiler, yasal olarak cezai işleme maruz edebilecek mobbing suçu işlemiş oluyor. Hal böyleyken, özellikle İnsan Kaynakları için de motivasyon çalışmaları yapmak olmazsa olmaz bir süreç. Çalışanların motivasyonlarını artırabilmek için birçok farklı yol bulunuyor. Özellikle ucuna ödül koyup, rekabet ortamını canlandırmak agresif satış politikasına sahip şirketlerde görmeye çok alışık olduğumuz bir düzen. Ayrıca bir taraftan da oyunlaştırmanın ta kendisi!

Eğlenmeyi Herkes Sever!

Ucunda ödül olan, şirket içi rekabeti artıran oyunlaştırma eylemlerinin genelde satış departmanları için kullandığını belirtmiştik. Ancak oyunlaştırma birçok departman için farklı türlerde uygulanıyor ve motivasyon artırıyor. Yalnızca İnsan Kaynakları departmanları için değil, özellikle B2C pazarında faaliyet gösteren firmaların müşterileri için de çeşitli oyunlaştırma eylemlerinde bulunduğunu görüyoruz. Böylece müşteriler aldıkları ürün ya da hizmetin yanı sıra oyunlaştırmanın verdiği başarı, haz, kendini ifade etme gibi birtakım duyguları da beraberinde almış oluyor. Bu da müşteri sadakatini artıyor.

İşletmeler oyunlaştırma disiplinini her ne kadar dijital oyunlardan ilham alarak başlattılarsa da, geleneksel birtakım oyun motifleri de ekleyerek, hitap ettiği kitlenin daha fazla içselleştirmesini sağlıyorlar. Yalnızca insan için değil, tüm memeli canlılar için “oyun” eğlence demek. “Oyunlaştırma” da eğlenceli hale getirmek anlamını taşıyor. Eğlenmeyi herkes sever!

Pazarlamacıların oyunlaştırma sayesinde sadık müşterilere sahip olduğunu gören İnsan Kaynakları da, oyunlaştırmayı kendi süreçlerine taşımakta geç kalmadılar. Ülkemizde “ayın elemanı” seçmek şirket içi oyunlaştırma yaklaşımına verilebilecek en temel örnek. Buna göre her ay en iyi performans gösteren çalışanın adı, unvanı ve fotoğrafı herkesin görebileceği bir yere asılıyor. Çalışan gösterdiği performans neticesinde bu şekilde onurlandırılıyor. Ancak günümüz kurumsal firmalarında bu demode uygulamadan bahsetmenin pek de doğru olmayacağı aşikâr. Ayın elemanı seçmek, yerini kuruma has yeni uygulamalara bıraktı.

Oyunlaştırma ile Bütçe Tasarrufu

Özellikle kurumsal şirketler, işe yeni başlayanların oryantasyon süreçlerinde çeşitli simülasyonlar kullanıyorlar. Çiçeği burnunda çalışanların ellerine verilen tablette kurumu tanıtan oyun formatına benzer bir simülasyon oluyor. Böylece oryantasyon sürecinde almaları gereken bilgileri eğlenerek edinmiş oluyorlar ve tabii ki böyle bir öğrenim süreci çok başarılı sonuçlar veriyor. Özellikle pandemi dönemi ile birlikte girmiş olduğumuz uzaktan ya da hibrit çalışma düzelerinde işe başlayan personeller, maalesef ki kurum kültürüne de uzak ya da hibrit kalıyor. Dijital alanın sunduğu imkânlar doğrultusunda oyunlaştırma ile yapılan bir oryantasyon simülasyonu hem çok daha pratik bir şekilde erişime açık olabiliyor, hem de daha doğru bir öğrenme deneyimi sunuyor.

Türkiye’de de buna benzer birçok örnek vermek mümkün. Ülkemizin önde gelen bankalarının bir tanesi, geçtiğimiz yıllarda oryantasyon süreçlerini bir oyunlaştırma ile yapmaya başladı. Sürecin bu şekilde oldukça verimli olduğunu gören kuruluş, bu simülasyonu mevcut çalışanlara komplike ürün ve hizmet yelpazesini öğretmek için de kullandı. Gerçek hayata dayandırılan interaktif yaşam senaryolarını barındıran bu oyunlaştırma uygulaması ile çalışanlar kurumlarının hizmet ve ürün gamına hâkim olmalarının yanı sıra simülasyondaki adımları takip ederek bütçede de tasarruf edeceği yollar geliştirdiler.

KOBİ’lere de Oyunlaştırma

Oyunlaştırma için çok büyük bütçelere gerek yok. Haliyle yalnızca büyük kurumsallar için değil, KOBİ’ler için de çalışan motivasyonu artırmak noktasında oyunlaştırma doğru bir enstrüman olabilir. Çünkü doğru bir oyunlaştırma için önemli olan maddi olanaklar değil, fikri kaynaklardır. KOBİ’ler de kendi kurumlarına özgü en akılcı ve doğru sonuç alıcı oyunlaştırma aktivitelerini pekâlâ tasarlayıp, hayata geçirebilirler.

Doğru Bir Oyunlaştırma Nasıl Olmalı?

  • “Falanca şirkette, falanca oyunlaştırma çok başarılı olmuş. Biz de yapalım!” demek çok doğru olmayacaktır. İşe yarayan, yeni uygulamalarda genelde başarılı şirketlerden kopya çekilir. Ancak doğru bir oyunlaştırma için kurum içindeki dinamiği de gözetmek gerekiyor. Dışarıdan gelebilecek, kurum kültürü ile bağdaşmayan herhangi bir uygulama eğreti duracaktır. Bunun için İnsan Kaynakları departmanının, kurum çalışanlarının nasıl motive olabileceğini iyi bilmesi gerekiyor.
  • Çalışanların nasıl motive olabileceğini belirledikten sonra iyi bir planlama ve strateji yapmak gerekiyor. Harika bir uygulama planlayabilirsiniz, ancak yanlış bir takvimle ilerlerseniz emeklerinizin boşa gitmesi kaçınılmaz olur. Örneğin ay sonu yaklaşırken –ki özellikle bordrocuların genel olarak en yoğun olduğu dönem- bordro ekibi ile ilgili herhangi bir aktivite yapacaksanız, maalesef verim alma ihtimaliniz de düşecektir. Daha kötüsü ise yapacağınız uygulama ters etki gösterebilecektir.
  • Yapılacak herhangi bir oyunlaştırma uygulaması, çalışanlarından bihaber olan Yönetim Kurulu ile bir dikteyle gelmesi de doğru bir adım olmayacaktır. Çünkü oyunlaştırmanın yegâne kuralı, çalışanların “hiçbir baskı altında kalmadan” katılımcı olduğu bir uygulama olmasıdır.

İyi Bir Çalışan Deneyimi

Günümüz kurumlarının en değer verdiği şeylerin başında çalışan deneyimi geçiyor. Başarılı olan şirketlerin hepsinin yüksek çalışan deneyimine sahip olmaları bir tesadüften ibaret değil. Oyunlaştırma ile çalışanın kuruma olan bağlılığında elle tutulur iyileştirmeler meydana geliyor. Hal böyle olunca çalışan deneyimindeki artış da önlenemez oluyor.