Skip to main content
search

Bu ve önümüzdeki birkaç haft boyunca konuk yazarımız Mine Alptekin, Kuveyt’te kendinin de aralarında olduğu başarılı Türk profesyonelleri tanıtacak.

Mine Alptekin, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunu. Amerika’da, iletişimin organizasyonlarda kullanılması konusunda master yaptıktan sonra, Türkiye’de insan kaynakları alanında değişik firmalarda çalışmaya başlamış. Yaklaşık 2.5 yıldır Kuveyt’te Organizasyonal Gelişim konusunda çalışmakta… Kuveyt’te, bir önceki büyükelçi Şakir Fakili desteği ile kurulan Türk Forum’un Koordinatorü olarak Türkiye’yi tanıtıcı aktivitelere de destek oluyor.

Kuveyt’te “İnsan Kaynakları Organizasyonel Gelişim Müdürü” olarak görev yapmakta olan Mine Alptekin’e, minealptekin@hotmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Q8 Sesi

Kuveyt’te bir Türk olmak (1)

Q8’den Merhaba..

Kuveyt’te çalışma olanağı karşıma çıktığı zaman, çok net hatırlıyorum, ‘Nasıl yaşarım oralarda?’ diye sıcak bakmamıştım. Bu düşüncem tamamiyle buradaki yaşamı bilmeden verdiğim bir tepkiydi… Zamanla, aslında bölgenin ne kadar hızla geliştiği ve bölgedeki birçok ülkenin insan kaynağına olan ihtiyacını öğrendim. Bir çok iş ziyareti sonrasında ise, kendimi Kuveyt’te buldum; gayet sistemli, huzurlu keyifli bir yaşam içinde… Burası Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden bir tanesi… Toplam 3 milyon nüfusun sadece bir milyona yakını Kuveytli, diğerleri ise tamamiyle yabancı çalışanlardan oluşuyor. Petrol alanındaki verimli kaynakların yanı sıra, yabancı çalışanlara verilen iş olanakları ile aslında sesini, Arap Emirlikleri kadar çok duyurmuş bir ülke değil.. Yabancı olarak çoğunlukla Hindistan, Filipin, Bangladeş asıllı çalışanları görüyorsunuz. Şirketlerin üst düzey çalışanları arasında ise, İngiliz asıllı çalışanların baskın çoğunluğunu görmemek imkansız. Bu ülke çalışanlarının yanısara; Lübnan, Suriye, Güney Afrika, Avustralya ve Avrupa asıllı birçok çalışan mevcut.

Kuveytliler bizleri sadece Türk dizilerinden tanımıyorlar… Buradaki Türk nüfusu 4 bin civarında ve çok değişik mesleklerden çalışan var. Tanışma olanağı bulduğum Türklerin, aslında gizli bir ‘Turizm Elçisi’ olduğunu düşünüyorum. Hiçbirinin ismini bilmiyoruz, ama onlar dünya sınırlarını çoktan aşmış ve bireysel başarılarıyla dünyanın her tarafında bizi başarıyla temsil eden Türkler. Açıkçası, ben de dahil olmak üzere, birçoğumuz  ‘Burda ne işim var?’ derken, içimizden birileri çoktan sınırları aşmış ve başarılarını uluslararası platformda göstermiş bile..

Ben de sizlere bu başarı öykülerini tanıtmak istiyorum. İstiyorum çünkü önemli bir mesajin duyulması lazım. Türkiye’de son zamanda yazılan yazılar de ağırlık verilerin konulardan bir tanesi beyin göçü ve sürekli sorulan sorular:  Önemli ve değerli kişileri neden kaybediyoruz? Neden ülkemizi terk ediyorlar? Neden Türkiye’de çalışmıyorlar?…

Öncelikle; bu önemli ve değerli kişilerin çoğu iş olanakları nerede ise, ona göre kendilerini yönlendiriyorlar. Bu, Türkiye’de çalışmak istemedikleri anlamına da gelmiyor. Birçok mesleki düzeyde kendini Türkiye sınırları dışında ispatlamış Türk için, artık ortam ve olanaklar nerede ise, iş olanaklarını değerlendirme ve buna göre karar verme söz konusu…

Aksine, bireysel başarı bizim sesimizi değil, Türkiye’mizin sesini uluslararası platformda duyuruyoruz, ülkemizi en başarılı biçimde tanıtıyoruz ve her zaman ülkemiz icin hizmet ediyoruz ve etmeye de devam edecegiz…

Sizi öncelikle Kuveyt’teki gizli turizm elçilerimiz ve başarı hikayeleriyle tanıştırmak istiyorum.

İlk konuğumuz Jazeera Havayolları Genel Müdürlüğü’nde Kalite Müdürü olarak çalışmakta olan İbrahim Kızılay.

İbrahim, Jazeera’daki rolü ile Türkiye’nin Kuveyt’teki en önemli ve başarılı seslerinden bir tanesi…

1973 Zonguldak doğumlu. İstanbul Teknik Üniversitesi, Uçak Mühendisliği bölümü, 1995 mezunu. Bilgi Üniversitesi’nde, MBA/ işletme master’I yaptı. Yurtiçi ve yurtdışı havacılıkla ilgili şirketlerde 14 yıllık tecrübesi var. Özel pilot lisansı olan İbrahim; evli, 1 çocuk babası ve ailesiyle birlikte Kuveyt’te yaşamakta.

Kuveyt’te bulunan Jazeera Airways firması, İbrahim’i havacılıkla ilgili bir web sitesinde bulunan iş deneyimi bilgileri sayesinde bulmuş ve Haziran 2005’te ilk görüşmesini telefon ile gerçekleştirmiş. Jazeera, İbrahim’e daha önce çalıştığı şirketleri bildiklerini ve kendisiyle çalışmak istediklerini belirtmiş. Bir ay sonra, İbrahim Kuveyt’e taşınarak, Jazeera’da Kalite Müdürü olarak göreve başlamış.

“İş alanınızla ilgili Türkiye’de ortam nasıl?” diye sorduğumda İbrahim oldukça pozitifti ve önemli bir konuya değindi: Ülkemizde iş olanakları aranırken kalifiye personelin neden yurtdışından çalışmak üzere ülkemize getirildiği’ne…

“Havacılık ve havayolları, Türkiye’de özellikle son 5 senede çok hızlı gelişti. Malum ekonomik kriz havacılığı da etkiledi, ancak sektörde önemli ölçüde bir küçülme henüz yaşanmadı.  Artan uçak sayıları, uçuş sayıları ve özel firmaların da iç hatlarda yoğunlaşan faaliyetleri, havacılığın ayırt edici özelliği gereği lisanslı personel temininde; bu personellerin tecrübelerinin sektördeki büyümeye göre geride kalmış olması nedeniyle bazı sıkıntılara sebep oldu.İIhtiyaç duyulan kalifiye persone, yurtdışından getirilen lisanslı kişiler tarafından giderilmeye çalışıldı. Halen firmalarımızda önemli sayıda yabancı personel görev almakta.  Sektördeki firmalar daha çok şirketlerin sahipleri tarafından yönetilmekte, kurumsallaşma tam anlamıyla havacılıkta bir kültür olarak yerleşmiş diyemem. Gerek havacılık şirketlerine personel alımında, gerekse işletmenin ticari faaliyetlerin planlanmasında  (uçak alımı, hat seçilmesi, tedarikçi firmalarla ilişkiler…vb) şirket ortaklarının etkileri azımsanmayacak  bir paya sahip diyebilirim.

Bunun sonucunda, işletmelerde daha çok günlük problemlerin çözümüne odaklanılmakta ve ileriye dönük faaliyetler yeterince analiz edilip planlanmamaktadır.“

İbrahim’in Kuveyt’e gelme isteği tamamiyle çalıştığı havayolu ile ilgili… Jazeera Airways’in ileriye yönelik ve uzun vadedeki planlamaları, firmanın bu kapsamda gerçekleştirdiği 40 adetlik satın alma yolu ile uçak temin planı, finansal açıdan uluslararası bir seviyede yapı kurulması, bu yönde anlaşmaların yapılmış olması, firmanın Kuveyt borsasında da halka açılmış olması ve çalışanlarına verdiği sektör ortalamasının üzerinde ekonomik ve sosyal avantajlar etkili oldu.

Jazeera havayollarında şu anda çalışan, Kuveyt’te aileleriyle birlikte yerleşmiş olan sekiz  Türk pilotumuz bulunmakta ve hepsinin çalışma ortamından tutun buraya aileleriyle birlikte rahatça yerleşmesine kadar özellikle şirket ilgilenmekte…

Top of Form

Ya Türkiye’ye dönme planları? Ve bu yolda ilerlemek isteyen kişilere önerileri?

Bu konuda da oldukça net imkanları görebiliyor İbrahim..

“Türkiye’de havacılık sektörü deyince, genelde akla sadece havayolları gelmektedir. Bugün 17 havayolu firmasının yanı sıra, sayıları azımsanmayacak kadar fazla sayılabilecek hava taksi firmaları, hava araçlarına bakım hizmeti veren firmalar, tüm havacılık firmalarına hizmet eden tedarikçi firmalar, hava alanı işleticileri gibi birçok firmada çalışma imkanım olabilir.”

Kendi mesleği ile mevcut konumlarında en iyi olmalarını öneriyor…

“Havacılık çok geniş alana sahip bir sektör. Bu alanlarda uzmanlaşmak gerçekten çok önemli ve zahmetli bir iş. Kesinlikle kolay olmayan ve özveri gerektiren, sürekli gerçekleşen yeniliklere ayak uydurmayı ve adapte olmayı gerektiren bir yapıya sahip.

Havacılığın maliyetler açısından ele alındığında yüksek değerlere ulaştığını görmekteyiz. Bu yönden meslektaşlarıma yaptıkları çalışmalarda muhakkak bu konuyu göz ardı etmemelerini ve iyi analizlerde bulunmalarını öneririm. „

İbrahim, yurtdışı tecrübenin gerçekten çok önemli olduğuna inanıyor, çünkü her ne kadar havacılık uluslararası bir yapıda gerçekleşiyor olsa da, kişilere yurtdışındaki kurumsallaşmış firmaların çok büyük katkıları bulunmaktadır.

Ortadoğu’daki olanakları genel anlamda şu şekilde tanımlıyor:

„En büyük olanak, tüm dünya ülkelerinin ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının çok büyük miktarına sahip olması. Bunun bir sonucu olarak, ülkelerdeki finansal durum diğer ülkelere oranla daha kuvvetli. Ülkelerin nakit yönünden zenginleşmeleri burada yaşayanlara da daha fazla imkanlar (enerji masraflarının azalması, vergilendirmenin ülkelerde daha düşük oranlarda gerçekleşmesi, ücretlerin yüksek olması,  seyahat imkanlarinin fazlalığı olması, diğer gelişmiş ülkeler için her zaman cazip bir pazar olmaları, teknolojilerin daha hızlı şekilde ülkeye temini/ genele yayılması, sayıları hızla artan havacılık firmalarının daha iyiye yönelik yaptıkları rekabet…vb) sağlamakta“

Ibrahim’in bundan sonraki planları?

„Yaklaşık 4 senedir burada yaşıyorum. Dünya genelindeki finansal kriz ve etkileri benim gelecekteki planlarımı elbet etkiliyor. Kuveyt bu açıdan biraz daha şanslı diyebilirim. Çünkü, nüfusunun azlığı ve finans sektörüne verilen hükümet desteği, ekonomiyi olumlu yönde etkiliyor. Ayrıca, çalıştığım firmanın sektördeki rakiplerin aksine büyüme trendinde olmasının bu dönemde benim için önemli bir tecrübe sağlayacağına inanıyorum. Gelecekteki hayalim ise; Türkiye’de sahip olduğum tecrübelerimi değerlendirebileceğim kendi özel havacılık firmamı kurmak“

Havacılık alanındaki sorularınız ile ilgili olarak, Ibrahim Kızılay’dan daha fazla bilgi almak isterseniz e-mail adresi:  ibrahim.kizilay@jazeeraairways.com

Kuveyt’te Bir Türk Olmak (2)

Kuveyt’te “İnsan Kaynakları Organizasyonel Gelişim Müdürü” olarak görev yapmakta olan konuk yazarımız Mine Alptekin’e, minealptekin@hotmail.com adresinden ulaşabilirizsiniz.

Q8 ‘den tekrar merhaba

Bugün 50 dereceyi geçmiş durumda ve sıcaklar yeni yeni başladı… Ama kuru havanın getirdiği bir ortamda rahat biçimde hayatınızı sürdürebiliyorsunuz burada.

İşin zor tarafı gittiğiniz her kapalı ortam, ciddi anlamda soğuk… Bundan dolayı, keyifle T-shirt giyme olanağını daha hiç yaşamadım… Bana gelen sorulardan biri de, emirliğin olduğu bir ortamda yaşamın nasıl olduğu.. Tabii ki bu sorunun cevabını anlatmak için, bu sefer yazıma Kuveyt’teki yönetimden bahsederek başlamak istiyorum.

Kuveyt’te El Sabah ailesi tarafından yönetilen meşruti monarşi hüküm sürmektedir.  Kısıtlı katılımlı olsa da seçimle gelen milletvekillerinden oluşan, ancak siyasi partilerin yeralmadığı bir “Ulusal Meclis” bulunmaktadır.

1756 yılında Sabah Bin Cabir’in Emir seçilmesinden bu yana El Sabah ailesinden toplam on dört emir ülkeyi yönetmiştir. Halihazırdaki Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Cabir El Ahmet El Sabah, Kuveyt’in onbeşinci Emiridir.

Anayasaya göre, El Sabah ailesinde kalması öngörülen emirliğin Mübarek El Sabah’ın soyundan gelmesi gerekmektedir. İstisnası olsa da teamül olarak Emirler sırayla ailenin Cabir ve Salim kollarından seçilmektedir. 13. Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El Ahmet El Sabah’ın Ocak 2005’te vefatından sonra, sadece on dört gün için Emirlik görevini yürüten ve ailenin Salim kolundan gelen Şeyh Saad’ın Emirlik görevinden ayrılmasından sonra ailenin Cabir kolu, ülkenin yönetimine egemen olmuştur. Bu bağlamda, Kuveyt Emiri, Veliaht Prensi ve Başbakanı Kuveyt tarihinde ilk defa ailenin tek bir kolundan seçilmiş olup, tümü Cabir kolundan gelmektedir.

Kuveyt Emiri, Kuveyt’in istikarlı bir biçimde gelişmesi ve büyümesine önem vermektedir. Bundan dolayı, içinde bulunduğumuz ekonomik ortam kendini  Kuveyt’teki büyük firmalarda daha ‘tedbirli hareket etme’ şeklinde gösteriyor. Zorluk çeken herhangi bir firmanın ismini duyduğunuz zaman ise, hemen ardından, devletin desteğinin geldiğinin haberini alıyorsunuz.

Lojistikte Bir Başarı Hikayesi ve Uluslararası Oyuncuları

Barış Erdoğan, girişimcilik özelliği ona dünyanın tüm kapılarını açmış, başarısıyla tüm denizlere yelken açmış biri…

1978 Giresun doğumlu olan Barış, aslında Giresun’da hiç yaşamamış. İzmit’te büyüdüğü sırada en büyük hedefinin dünyayı görmek ve kendini bu konuda geliştirmek olduğunu farketmiş ve bu yüzden denizcilik okulunu seçmiş. Barış cok renkli ve sosyal bir yapıya sahip. Tarih, sosyoloji ve biyografi kitapları okumayı, yüzme, basketbol oynamayı seviyor ve silahlı atıcılık, halter, doğada yürüyüş gibi spor faaliyetlerini takip ediyor.

Kuveyt’e ne zaman nasıl geldin? diye sorduğumda ilginç hikayesini anlatıyor:

“Aslında Kuveyt’e 2000 yılında gemi ile stajyer olarak gelmiştim. Ama limandan dışarı çıkmamıştım, çünkü hiç ilginç bir yer olduğunu düşünmüyordum.“

Barış’ın buraya geliş serüveni, aslında 2003 başında Bosna Hersek’te başlamış:

Gemi ile bir çok ülkeyi görmüş ama denizcilik sektöründe kariyer yapmak konusunda çekinceleri oluşmuş. Uzun vadede de bu kariyerin kendisini istediği yere götüremeyeceğini anlayınca, denizi 2002 sonunda bırakıp, Türkiye’de tanıştığı Boşnak arkadaşı Muamer Saracevic’in de yüreklendirmesiyle, Bosna Hersek’e gitmeye karar vermiş ve böylece Barış’ın Bosna serüveni başlamış…

Peki, Bosna Hersek’ten Kuveyt’e geçiş?

“Orda hemen dil kursuna başladım, çünkü kimse doğru dürüst ingilizce bilmiyordu. Şimdi ne kadar iyi olmuş, diyorum. Dünyada sadece 10 milyon insanın konuştuğu dil, hayatımın her alanında bana çok destek oldu. Dil kursunda her milletten insan vardı ama bana hem yaşça, hem de hayat tarzı bakımından en yakın kişi, tam arkamda oturan Amerikalı arkadaşım Jason Geyer’di ve arkadaşlığımız o kursta ilk temellerini atmış oldu. Bir süre sonra param ve iş bulma umutlarım azalmaya başladı.

Bu arada arkadaşım Jason bir Alman iş adamından Kuveyt ve Irak’ta faaliyet gösteren şirketini yönetmesi için iş teklifi aldı. Şirketin çalışanları Yugoslav ve Hintlilerdi. Jason da, dil ve iş bilgim nedeniyle bana iş teklifinde bulundu. Ben bu arada Türkiye’ye döndüm. 15-20 gün sonra beni aradı ve davetiyemi yolladı. 2 Eylül 2003’te Kuveyt’e ayak bastım.

Hep yurtdışında başka milletlerden insanlar ile büyük işlerde çalışmak ve o çok kültürlü ortamı yaşamak istemiştim. Karşıma fırsat çıktığında da seçici davranmadım. ’Bir yerden başlaman lazım Barış, bunun başka yolu yok’ dedim kendi kendime. İyi ki de demişim.“

İş alanına yönelik Türkiye’deki ortam nasıl? diye sorduğumda Barış’ın cevabı maalesef olması gerektiği yerden uzakta.

“Özellikle denizcilik eğitimi almış biri olarak beni en çok üzen konulardan biri de, deniz yolcu taşımacılığındaki az gelişmişlik. Akdeniz ve Ege gibi cennet bir coğrafyadayız ama ben Türk denizcilik şirketlerinin bu konuda hala birşey yaptığını göremiyorum. Turizm konusundaki tecrübemizi buraya yönlendirirsek, harika sonuçlar alabiliriz. Demiryolu taşımacılığında da harika bir potansiyel var ama potensiyeli yeterince kullanmıyoruz. Ulu önderin bize öğütlediği ‘Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan’ sözünü hala yerine getiremedik. Ama kendisi öyle uzağı görmüş ki, bu sözü hala çok geçerli.

Son olarak bu konu da şunu eklemek isterim: Devletimiz, taşımacılık sektörüne olan desteğini arttırmalı. İlerde milletçe çok faydasını göreceğiz.

Ya Ortadoğu’daki olanaklar?

“Araplar, özellikle körfez arapları, üretim değil, tüketim toplumu. Tabii bu lüksleri ellerinde petrol jokeri olduğu sürece geçerli olacak, o bitince birşeye karar vermek zorundalar. Üretmeye başlayıp dünyanın geri kalanı ile serbest piyasada rekabete mı katılacaklar, yoksa yine tüketirken halklarını gitgide fakirleştirecekler mi?

Onun dışında ticari açıdan bu pazarda zayıfız. Bir an önce bu pazara girip Avrupalı ve Amerikalı rakiplerimizle olan yarışımızı bir ileri safhaya taşımalıyız. Markalarımızı buralarda pazarlamaya başlamalıyız. Ortadoğu ile ilgili ön yargıdan da kurtulmamız gerekli.

Optimist olmayı seven ve çalışan biriyim, yurtdışındaki fırsatları değerlendirmeye bir süre daha devam edeceğim. Bu yüzden de rotamı Afrika’ya çevirdim. Yakın zamanda Denizcilik okulundan eski  bir arkadaşımla Etiyopya’ ya bir iş ziyareti yaptık. Bir şirket kurduk. Sanırım bu yılın sonuna doğru Kuveyt’le vedalaşacağım.“

Sizin yolunuzda ilerlemek isteyenlere öneriniz?

“Kesinlikle korkmasınlar, özellikle aç kalmaktan. Çalışan insan hiçbir zaman aç kalmaz. Sendeler, düşer, sürünür ama yine ayağa kalkar ve gideceği yere emin adımlarla gider.

Sonra kendilerini geliştirmelerini geliştirmelerini öneririm, hem de mümkün olan en yüksek seviyede. 3-4 dil öğrenmek şart, özellikle uluslararası alanda bir iş yapacaksanız. Çok avantajı var.

Her ülkeden arkadaş edinsinler ve ilişkilerini taze tutsunlar. Internet kurdu değil ama bilgisayar kurdu olsunlar.

Hedeflerine kilitlensinler ve hep pozitif düşünsünler.“

Barış Erdoğan’ın Lojistik alanında çalışmak isteyenlere önerdiği web sayfaları:

Agility Logistics – www.agilitylogistics.com

Aramex – http://www.aramex.com

National Air Cargo,  Kuwait – http://www.nationalaircargo.com/

NAS-National Aviation Services, Kuwait – www.nas.com.kw/

Expeditors – http://www.expeditors.com/

Ortadoğu’daki iş imkanları için – www.gulftalent.com

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da lojistik alanında iş yapan Wared Logistics –

http://www.waredlogistics.com/

Alghanim Group, Lojistik Şirketler Grubu – www.alghanimgroup.com/

Kuveyt’te Bir Türk Olmak (3)

Kaynak : Datassist / Değişim Yeplazesi, Dünya Gazetesi

Ülkenin küçüklüğü, kontrol mekanizmasını etkinleştiriyor

Kuveyt’in toplam üç milyona yakın nüfusunun ancak bir milyonu kendi halkından oluşuyor. Burada yaşayan Türk toplumuna baktığımızda, ağırlıklı olarak üç meslek grubunu görüyoruz:

– Erkek ve bayan kuaförleri,

– Oto sanayiide çalışanlar,

– Tır şoförleri.

Kuveyt’te eğitime verilen önem çok yüksek düzeyde olduğu için, ağırlıklı olarak Amerikan, İngiliz ve Avustralya üniversitelerini görüyorsunuz. Bu üniversitelerde de farklı bölümlerde uzun yıllardır çalışan birçok Türk öğretim görevlisi var.

Özel sektörde Avrupa ve Amerika’dan da isimlerini duyduğumuz bir çok şirket yabancılara çok değişik iş olanakları sunuyor. Bu kapsamda Kuveyt’te ana dil Arapça bile olsa, öncelikle İngilizce bilmek gerekiyor. Kuveyt, dünyanın en büyük petrol rafinelerinden birine sahip olduğu için petrol sektörü öne çıkıyor. Daha sonra ise teknoloji, perakende, satış ve pazarlama gibi alanlarda faaliyetlerin olduğu görülüyor. Kuveyt’te en göze çarpan alanlardan birisi de gıda/yiyecek ve içecek sektörü. Bu nedenle, dünyanın en bilinen restoranlarının yemeklerini tatma olanağınız oluyor.

Kuveyt ile ilgili bilgi edinmek isteyenler için öneriler…

Kuveyt’le ilgili değişik konularda araştırma yapmak isteyenlere www.musavirlikler.gov.tr adresini kullanmalarını tavsiye ederim. Kuveyt başlığı altından girildiği zaman, Kuveyt Ticaret Müşavirliği’nin sayfasına ulaşılabilirsiniz. Bu sayfada sadece Türkler’e yönelik değil, aynı zamanda Kuveytliler’e yönelik çok faydalı bilgiler mevcut. Kuveyt Resmi Gazetesi ekinde yer alan ihale bülteninin İngilizce metni düzenli olarak yine burada yayınlanıyor.

Bir başka web sayfası www.dtm.gov.tr. Bu sayfada linki bulunan “Dış Talepler Bülteni” aracılığıyla dış ticaret firmalarımıza yönelik duyurular yapılıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan firmalarımıza yapılan ithalat, ihracat ve işbirliği talepleri bu bültende yayınlanıyor.

İhracatçı birliği kayıt nosu ve vergi sicil numarası girilmek suretiyle http://www.dtm.gov.tr/dtmdistalep/login.cfm sayfasına giriş yapılabiliyor. Kuveytli firmalar tarafından yapılan tüm ithal talepleri ve zaman zaman olan ihracat talepleri bu sayfaya giriliyor. Aynı zamanda Kuveytli firmalar ya da işadamlarının Türk firmalarıyla çalışma yönündeki isteklerine, işbirliği taleplerine yine bu sayfadan ulaşılması mümkün.

Kuveytte okunan gazeteler sayesinde bölgenin nabzını yoklamak ve iş ilanlarına bakmak faydalı olabilir:

www.arabtimesonline.com

www.kuwaittimes.net

www.entrepreneur.com

www.monstergulf.com

www.thebanker.com

www.gulfbusiness.com

www.capital-me.com

www.gmr-online.com

Ayrıca bölgeye gelmek isteyen ve iş imkanlarına bakan tüm yabancılar

aşağıdaki web adreslerini kullanıyorlar:

www.learn4good.com

www.4icj.com/kw

www.gulftalent.com

www.escapeartist.com

www.bayt.com

www.kuwaitrec.com

www.q8-job.com

www.sea-job.com

www.go4constructionjobs.com

http://e-kuwait.ws/kuwaitiah/index.php

Web adreslerinden yararlanıp başvuru yapabileceğiniz şirketler:

www.alghanim.com

www.sultancenter.com

www.agility.com

www.wataniya.com

Türkiye’de standart çalışan biri, dünyanın öbür ucunda bile başarılı olabilir

Bu hafta size tanıtmak istediğim isimlerden biri Semih Özer: 1975 Bursa doğumlu Özer, Uludağ Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra, o zamanki adıyla Telsim AŞ’de göreve başlamış. Beş yıl süren çalışma süreci sonrası, yurtdışında sözleşmeli olarak çalışmaya başlamış. Kuveyt’e gelinceye kadar Ukrayna, İran, Pakistan ve Avusturya’da çalışmış. 2006 yılının Kasım ayında yine sözleşmeli olarak Motorola’da göreve başlamış. Birbuçuk yıl çalıştıktan sonra piyasalardaki olası düşüşü gözönüne alarak, Kuveyt’teki üç operatörden biri olan Wataniya Telecom da göreve başlamış ve 1.5 yıldır da bu şirkette görev yapmakta.

“Kuveyt başlangıçta benim için kapalı bir kutuydu” diye sözlerine başlayan Özer”Gerek insanların giyinişleri, gerekse davranışlarını çok merak ediyordum. Bugüne kadar Arap denildiğinde aklımıza geri kalmışlık geliyordu. Ancak İran’da ve Pakistan’da çalıştıktan sonra oralara göre daha modern bir ülke bekliyordum, bu konuda da yanılmamışım. Hayat standartlarının yüksek olduğunu geldiğimde anladım. Ülkenin küçük olmasının, kontrol mekanizmasının da daha rahat işlemesine sebep olduğu kesin” diyor.

Özer, Türkiye’de çalışma süreci içindeki tecrübelerine dayanarak çok önemli bir konuda düşüncelerini dile getirdi: “Şuna inanıyorum, Türkiye’de standart çalışan birisi, dünyanın öbür ucunda bile başarılı olabilir. Bunun en büyük sebebi, maalesef Türkiye’de bizlere güvenilmemesi ve her altı ayda bir işten çıkarılma korkusunun verdiği rahatsızlık, takdir mekanizmasının çalışmaması. Bunun yanında bir de işin maddi boyutu var tabii.”

Yurtdışında çalışmak ve başarılı olmanın getirdiği şartlar neler?

“Yurtdışına çıkarken, düşündüğüm tek bir şey vardı, o da gittiğim ülkelerde başarılı olmak. Bunun için elimden ne geliyorsa yaptığımı söyleyebilirim. Teknoloji durmadığından, bizlerin de kendimizi yenilememiz gerekiyor, aksi takdirde hayat size çelme takabilir. Bu yüzden işimle ilgili gelişmeleri takip eder, mümkün mertebe okumaya ve anlamaya çalışırım. Bu sayede aranılan insan olabilirsiniz.”

Özer, yurtdışında çalışmak isteyenlere şu önerilerde bulunuyor: “Yurtdışında çalışmak isteyenlere ilk tavsiyem, İngilizcelerini geliştirmeleri. Bununla birlikte kendilerine güvenmeleri. Gerek aracı kurumlara, gerekse sözleşme yapacakları şirketlere karşı net olmaları ve konu hakkında bilgileri yoksa bile bunu direkt olarak söylemeleri işe alım açısından kazanç olacaktır.”

Telekomünikasyon dünyasında iş bulma olanakları…

“Dünyada sözleşmeli işler için çeşitli aracı kurumlar var. Bu aracı kurumlar, herhangi bir ülkedeki görev için eğer özgeçmişinizde yazılanlarla iş örtüşüyorsa, sizi ararlar, şartları ve süreyi iletirler. Kabul etmeniz durumunda ilgili kuruma özgeçmişinizi gönderirler. Onun akabininde telefon üzerinden iş görüşmesi yapılır. Bu görüşme 15 dakikada sürebilir, bir saat de sürebilir. Görüşme sonucu eğer olumlu ise aracı kurum sizinle irtibata geçer ve vize/kontrat prosedürü başlar.

Telekomünikasyon konusunda iş aramak istiyorsanız, sadece Ortadoğu’da değil diğer ülkeler de dahil olmak üzere, en çok kullanılan ve günlük iş ilanlarının olduğu web adresi www.jobserve.com. Aracı kurumlar iş ilanlarını buraya bırakıyorlar.”

Yurtdışında iş bulmak için acentelere kayıt olun

Bu hafta bir diğer konuğumuz ise Kuveyt’te yaşayan bir moda tasarımcısı: Elif Sorgun. Sorgun’un kendi kimliği kadar renkli bir kariyer geçmişi de var. Öncelikle kendisinin Kuveyt’e gelişi de bir çoğumuz gibi çok fazla fırsatları bilmeden olmuş.

2007 yazında, Türkiye’de bir Türk firması için koleksiyon hazırlarken, şirkete gelen Kuveyt menşeili büyük bir Ortadoğu tekstil firması yetkililerine gün boyunca yardımcı olmuş ve bugünün sonrasında, Kuveytli firmadan iş teklifi gelmiş. “Ortadoğu’da iş olanakları bakmayı daha önce de düşünmüştüm ama Kuveyt ile ilgili en ufak bir bilgim yoktu. Yapılan görüşmelerden sonra, orada çalışmanın bana farklı bir kapı açacağını düşünüp, eşyalarımı toplayıp Kuveyt’e geldim” diyerek Kuveyt’e geliş hikayesine başlıyor Sorgun “Şu anda Kuveyt’te, Ortadoğu’nun en büyük firmalarından birinde tasarım koordinatorü olarak çalışıyorum” diyor.

Burada çalışmaya devam etme sebeplerinden biri; sektördeki zorluklar

“Türkiye’de kendi iş alanımda, bana burada sunulan olanakları bulamadım. Ülkemden uzakta yaşamak ve çalışmak, birinci tercihim değil, fakat insanın bazen özel hayatıyla ilgili isteklerini ikinci plana bırakıp kariyer hedeflerini düşünmesi gerektiği kanısındayım. Eğer şu anda burda sahip olduğum iş olanaklarını bana Türkiye’de de sunacak bir Türk firmasından teklif gelseydi, tabii ki o zaman ülkeme dönmeyi düşünürdüm” diyen Sorgun, Türkiye’deki iş olanaklarını sürekli takip ettiğini dile getiriyor.

“Neden beyin göçü oluyor?” sorusuna ise Sorgun, başından geçen ufak bir hikaye ile karşılık veriyor: “Sene başında Türkiye’nin en büyük tekstil firmalarından bir tanesi ile iş görüşmem vardı. Olumlu geçen dört ayrı görüşmeden sonra benden maaş ve kontrat beklentilerimle ilgili bilgi istediler. İlk başta burda kazandığım maaştan biraz daha düşük bir rakam söyledim kendilerine, fakat bu rakam yüksek geldiği için daha da inmek zorunda kaldım. Bana kısa bir süre sonra geri dönüp, maaş beklentimin hala kendileri için çok yüksek olduğunu ve herhangi bir teklif yapamayacaklarını bildirdiler. Bu olaydan bir ay sonra, kayıtlı bulunduğum sadece tekstil alanı üzerine çalışan İngiltere ve Italya’daki iş bulma acentaları,’Türkiye’de şöyle bir iş var, sunulan ücret bu kadar, pozisyonda budur, acaba ilgilenir misin?’ diye benimle bağlantıya geçtiler. Bahsettikleri şirket benim görüşme yaptığım şirketti ve pozisyonla ilgili sundukları maaş benim ilk başta kendilerinden istediğim rakamdan bile daha yüksekti… Ülkemizde bazı firmaların size biçtikleri değer o kadar düşük ki, sizinle aynı işi yapacak yabancı bir adayın daha fazla maaş ve olanak hakettiğini düşünüyorlar.”

Yurtdışında çalışmak isteyen tasarımcılara önerisi yurtdışındaki iş bulma kurumları ile bağlantıya geçmeleri ve de bu acentalara kayıt olmaları. Bu firmalar genelde deneyiminize en uygun olan iş olanaklarını sizin için araştırıp, firmalarla sizin adınıza bağlantıya geçiyorlar. Tasarım konusunda araştırma yapmak isteyenlere önerileri: www.successappointment.co.uk ve www.drapersjobs.co.uk .

DBS

Leave a Reply