Pandeminin içinde bir başka pandemi de uzaktan çalışmak. Daha da net olmak gerekirse evden çalışmak… Neden pandemi içinde pandemi? Çünkü bir salgın gibi zorunlulukla başlayıp hepimizi evden çalışmayı kabul etmeye, içselleştirmeye, hatta sevmeye itiyor.
Evinin rahatlığında çalışıp da sevmemek mümkün mü? İster yataktan pijamalarınla çalış, ister balkonda. İstersen tam mesai saati başlarken uyan ve yüzünü yıkayıp bilgisayarın karşısına geç. Profesyonel giyinmek yok, makyaj yok, tıraş yok, trafikle boğuşma ve geç kalma riskinden doğan stres yok. Peki bunun yanında ne var?
Kaos, koşuşturma, kısıtlı alanda yapılması gereken çok iş var. Çok sevdiğiniz çocuklarınız, eşiniz ile bir aradasınız ancak herkesin derdi başka. Okul derslerini online olarak almaya çalışan çocuklarınız, yaşları çok küçükse, anne-babanız veya bakıcınız var. Evin içinde tüm gün telaş var, sesler var, koşuşturmalar var. Mutfak üç öğün çalışıyor, hatta arada atıştırmalarla fazla mesai yapıyor. Eviniz hiç kullanılmadığı kadar tam kadro ve tam potansiyel kullanılıyor.
Tüm bu iç içe geçmiş aile fertlerinin yaşamları ve iş/okul hayatları içinde siz kendi alanınızı ve düzeninizi kurmaya, verimli çalışmaya çalışıyorsunuz. Sizin gibi tüm aile bireyleri kendi alan ve düzenlerini kurmaya veya yürütmeye çalışıyorlar. Çocuklar için bu düzeni kurmak ve yürüyüp yürümediğini kontrol etmek yine sizin işiniz. Kısacası evden çalışmak kolay iş değil. Sıra verimli olmak gibi iş yapışınızla ilgili konulara gelmedi bile.
Geçtiğimiz hafta Netflix’in CEO’su Hastings, Wall Street Journal’a verdiği bir röportajda, uzaktan çalışmaya hiç de sıcak bakmadığını net bir şekilde dile getirdi. Uzaktan çalışmanın ne gibi faydalarını gördünüz sorusuna, hiçbir pozitif yanını görmedim diye cevap verdi Hastings. Yüz yüze bir araya gelememek, özellikle de uluslararası seviyede, sadece olumsuz bir durum yaratmakta, diye devam etti Hastings. Netflix çalışanlarının ofise dönmesiyle ilgili nasıl sabırsız bir şekilde beklediğini, kendisine Netflix ne zaman ofise dönecek sorusuna, aşı onaylandıktan 12 saat sonra cevabını vererek vurguladı. Tabii ki aşıdan 6 ay kadar sonra, çalışanların çoğu aşı olduktan sonra, pratikteki asıl işe dönüş tarihi. İşin özünde, diğer Silikon Vadisi (Facebook, Google, Twitter..) yöneticilerine göre, uzaktan çalışmadan en az hoşlanan CEO olsa da, pandemi gereği, aşı öncesi çalışma biçiminin evden çalışma şeklinde olacağını kabul etmiş ancak evden çalışmanın o kadar da pembe bir tablo olmadığını açık açık dile getirmekten kaçınmıyor. Özellikle inovasyonun en önemli değerlerden biri olarak kabul edildiği Netflix kültürü içinde, yeni fikirlerin uzaktan kolaylıkla tartışılamaması Hastings’in en çok takıldığı konulardan.
Uzaktan Çalışmanın İnovasyona Etkisi
Uzaktan çalışmanın inovasyona etkisi yeni iş yapma biçiminin en çok tartışılan konularından. Kurumsal ve akademik çevreler kamplara ayrılmış durumda. İlk kamp, Hastings gibi uzaktan çalışmanın inovasyonu negatif etkilediğinden endişe duymakta. Fiziksel etkileşimin, aynı ofisi paylaşıp fikirleri aynı toplantı odasında beyaz tahtaya yazıp çizmenin yeni fikirler doğurduğunu ve bu fikirlerin üzerine herkesin görüşüyle inşa edilen yepyeni fikirlerin ezber bozan inovasyonların önünü açtığını savunmaktalar. Aynı havayı soluyamamaktan ileri gelen bu dezavantajın yanı sıra bir de fiziksel izolasyonun getireceği daha uzun vadeli negatif etkilerin oluşacağını düşünmekteler. Bloomberg’te yayınlanan köşe yazısında Tyler Cowen’in kaleme aldığı gibi, uzaktan çalışma düzeni içinde, büyümelerini hayranlıkla izlediğimiz teknoloji firmaları, coğrafi avantajlarını bir kenara bırakınca, onları özel ve farklı yapan özelliklerini kaybedecekler. Diğer sektörlerde olan şirketler gibi, bürokrasilere takılıp, bu merkezden uzak yapı içinde, yenilikleri hayata geçiremez hale gelecekler. Şirket genelindeki bu dağılım ve kopukluk yeni fikirlerin doğmadan ölmesine neden olacak.
Tüm bu eleştiriler çoğu çalışan tarafından kabul edilse de, Cowens’in makalesi Amerikalı çalışanların %60’ının pandemi dönemi bittikten sonra da evden çalışmaya devam etmek istediklerini iddia etmekte. 2. kampı evden çalışmanın getirdiği esneklik ve otonomiye kendini kaptıranlar oluşturmakta. Uzaktan çalışmanın inovasyona etkilerini net bir şekilde tespit etmek kolay değil. Google’ın kendi çalışanları üzerinde yaptığı araştırma, etkin çalışma, bireysel ve takım bazında performans gibi kriterlerde, uzaktan çalışmak ile ofisten çalışmak arasında fark olmadığını göstermiş.
İnovasyon Merkezleri Yok mu Olacak?
Bilişim teknolojileri alanında Amerika ve İsrail’deki Silikon Vadisi, robot teknolojisinde Japonya, çevre teknolojilerinde İsveç, moda endüstrisinde İtalya gibi, dünya çapında kendini kabul ettirmiş inovasyon merkezleri var.
Bu merkezler üniversitelerden beslenen, girişimcilerin yerleşip yatırımlarını bu ekosistemler içinde kurduğu özel yerler. Girişiminiz bu ekosistemin içindeyse fon bulmak daha kolay olabiliyor. Yatırımcıların dikkatini çekmek, üniversitelerle ortak proje yürütüp en son teknolojileri iş fikrinizle buluşturmak için daha çok imkan mevcut. Silikon Vadisi ve Stanford Üniversitesi’nin coğrafi yakınlığı tesadüf değil, aynı ekosistemin parçası durumundalar.
Peki evden çalışma kalıcı hale gelirse bu merkezlerin avantajları azalacak mı? Silikon Vadisi bir ülke olsaydı, kişi başına düşen 128.000 dolarlık milli geliriyle dünyanın en zengin ülkesi olurdu (Amerika’da, 2019 verilerine göre, kişi başına düşen milli gelir 65.118 dolar). 2000 teknoloji şirketi, 20 üniversitenin bulunduğu bu kooperasyon merkezine “evden bağlanarak” dahil olmak ne kadar mümkün olabilir. Dünyanın pek çok ülkesinden yetenekleri kendisine çekerek bir arada toplayan bu inovasyon merkezlerinin, insanların birbirleriyle kurduğu kültür ve bilgi “network”ü ne kadar dijital ortama taşınabilir. Kaliforniya eyaletinin rakip şirkete geçişi engellemek isteyen şirketlere getirdiği yasaklar, ve bunun gibi esnek ise alım imkanı sağlayan inovasyon merkezine has uygulamalardan faydalanmak, fiziken orada olmadan nasıl mümkün olabilir ki. Evden çalışmanın avantajları böyle bir merkezin avantajlarının yerine geçebilir mi ki.
Kariyerinde belli bir yere gelmiş, kontakları hazır profesyoneller belki iş hayatlarının geri kalanını evden çalışarak yürütebilirler. Ancak kariyerinin daha başında olan genç nesillerin sosyal etkileşim olmadan birikimlerini aynı seviyeye getirmeleri zor olacaktır.
Ela Erozan Gürsel