Skip to main content
search

Procrastination, bireyin yapması gereken işleri, bilinçli bir şekilde ertelemesi veya geciktirmesi anlamına gelir. Genellikle bu durum, kişinin işin öneminin farkında olmasına rağmen, görevden kaçınmayı tercih etmesiyle ortaya çıkar. Bunun yerine, daha az önemli veya daha keyif verici aktivitelerle vakit geçirilir. Örneğin, bir rapor yazmak yerine sosyal medyada gezinmek ya da televizyon izlemek procrastination örnekleridir. Bu davranış, bireyin kişisel ve profesyonel yaşamında stresi artırabilir, işlerin birikmesine yol açabilir ve özgüveni zedeleyebilir.

Workaholism, kişinin işine aşırı derecede bağımlı hale gelmesi, iş dışında bir yaşam dengesini kaybetmesi ve sürekli olarak çalışmayı önceliklendirmesi durumudur. İşkoliklik, genellikle kişinin hem fiziksel hem de mental sağlığına zarar verebilecek bir durumdur.

Procrastination (ertelemek) ve Workaholism (işkoliklik), iş yapma biçimi ve davranış kalıpları açısından oldukça farklıdır, ancak her ikisi de kişisel ve profesyonel yaşamı olumsuz etkileyebilir. Bu kavramları karşılaştırarak anlamak, her birinin özelliklerini ve olası çözüm yollarını ortaya koyabilir.

Ve Evlilik

Ayşe ve Murat, birbirine zıt ama birbirini tamamlayan bir çift olarak tanınırlardı. Ayşe, disiplinli ve işine aşırı bağlı bir işkolikti. İş yerindeki başarıları, ekibinin hayranlığını kazanmış, terfiler peş peşe gelmişti. Gününün büyük bir kısmını toplantılar, raporlar ve projelerle geçirirdi. Öyle ki, eve geldiğinde bile aklı hâlâ işte olurdu. Onun için başarı bir yaşam tarzıydı; boş durmak, zamanı israf etmek demekti.

Murat ise bambaşka bir ruh haline sahipti. O, işleri “yarın hallederim” diyerek ertelemekten keyif alıyordu. Ona göre hayatın tadı, bir işi aceleye getirmeden, keyfine vararak yaşamaktı. Ayşe’nin iş takvimine bakınca gözleri dönerdi. “Bir insan neden bu kadar kendine yüklenir ki?” diye düşünürdü. Murat’ın rahatlığı ve anı yaşama isteği, Ayşe’nin hırsıyla çelişiyordu. Ama ikisi de bunun farkındaydı: Birbirlerinin zıttıydılar ve bu onları bir araya getiren şeydi.

Procrastination Belirtileri

  • Zamanı Sürekli Erteleme
  • Motivasyon Eksikliği
  • Odak Kaybı
  • Görevden Kaçınma
  • Kendini Suçlama

Workaholism Belirtileri

  • Aşırı Çalışma Eğilimi
  • İşi Takıntı Haline Getirme
  • Kendine Zaman Ayıramama
  • Mükemmeliyetçilik
  • Duygusal ve Fiziksel Tükenme

Başlangıç: Evlilik Günlükleri

Evliliklerinin ilk aylarında bu zıtlıklar onları birbirine daha da bağlamıştı. Ayşe, Murat’ın rahatlığını sevimli buluyor, onunla kahkaha atmanın iş stresini azalttığını fark ediyordu. Murat da Ayşe’nin disiplinine hayran kalıyor, onun nasıl bu kadar düzenli ve planlı olduğunu anlamaya çalışıyordu. Birbirlerinin dünyasına hayranlıkla bakıyorlardı. Ancak zamanla, bu farklar günlük hayatta zorluklara dönüşmeye başladı.

Ev İşleri Krizi

Bir akşam Ayşe, işten eve geldiğinde mutfaktaki dağınıklığı gördü. Murat’a birkaç gün önce bulaşıkları makineye yerleştirmesini söylemişti, ama o bunu hâlâ yapmamıştı. Ayşe’nin içindeki sabır taşı çatlamak üzereydi.

“Murat, neden şu bulaşıkları hâlâ yerleştirmedin?” diye sordu, biraz sinirli bir tonda.

Murat ise televizyonun karşısında uzanmış, elindeki telefonla bir şeyler izliyordu. “Unuttum, ama yapacağım. Hem bu kadar büyütülecek bir şey değil,” dedi rahat bir şekilde.

Ayşe’nin sabrı taştı. “Her şeyi son dakikaya bırakıyorsun! Bu evde sorumlulukları ben mi üstlenmek zorundayım?”

Murat omuz silkti. “Sen de kendine biraz izin ver. Sürekli iş, sürekli plan, sürekli koşturmaca… Hayat sadece yapılacaklar listesinden ibaret değil, Ayşe.”

Bu tartışma, aslında daha derin bir sorunun yansımasıydı: İkisi de birbirlerinin yaşam tarzını anlamakta zorlanıyordu.

Dengeyi Bulma Çabası

Tartışmalar arttıkça Ayşe ve Murat, bu durumun ilişkilerini yıprattığını fark ettiler. Bir akşam sakin bir konuşma yapmaya karar verdiler. Ayşe, “Murat, senin rahatlığını seviyorum, ama bazen her şeyi son dakikaya bırakman beni çok yoruyor. Ben de biraz dinlenmek istiyorum ama sanki her şey üzerime kalıyor,” dedi.

Murat iç çekti. “Ben de senin işkolikliğinden bunalıyorum, Ayşe. Sana bir şeyler anlatmak istiyorum ama kafan sürekli işte. Bazen bu evde sadece iki yabancı gibi hissediyorum.”

Bu konuşma, ikisi için bir dönüm noktası oldu. İkisi de farklılıklarını kabullenmeye ve bir denge kurmaya karar verdiler. Ayşe, iş dışında zaman ayırmaya söz verdi. Haftada bir akşamı sadece Murat’la geçirecek, iş maillerini kontrol etmeyecekti. Murat ise erteleme alışkanlığını azaltmak için küçük hedefler koymaya başladı. Örneğin, bulaşıkları aynı gün yerleştirmek gibi.

Procrastination’dan Kurtulma Yolları

  • Görevleri Parçalara Ayır
  • Zaman Sınırları Belirle
  • Önceliklendirme Yap
  • Mükemmeliyetçilikten Kaçın
  • Dikkat Dağıtıcıları Kaldır

Workaholism’den Kurtulma Yolları

  • İş ve Özel Hayat Dengesi
  • Hedeflerinizi Yeniden Değerlendirin
  • Dinlenme Sürelerini Planlayın
  • Hayır Demeyi Öğrenin
  • Hobiler ve Sosyal Aktiviteler
  • Profesyonel Destek Alın
  • Mindfulness ve Meditasyon
  • Fiziksel Aktivite

İlişkilerinde Denge

Bir ay sonra, bu yeni düzen işe yaramaya başlamıştı. Ayşe, Murat’la vakit geçirirken iş düşüncelerinden uzaklaştığını fark etti. Bir akşam beraber film izlerken “Aslında bazen hiçbir şey yapmamak da güzelmiş,” diye itiraf etti.

Murat ise Ayşe’nin küçük bir hedef belirleme tavsiyesini ciddiye almıştı. Artık işleri tamamladığında Ayşe’nin takdir dolu bakışlarını görmek, ona motivasyon sağlıyordu.

Bir akşam Murat, “Ayşe, sen olmasan hayatımı böyle düzene sokamazdım. Ama sanırım sen de benim rahatlığımı biraz sevdin, değil mi?” diye sordu.

Ayşe gülümseyerek, “Belki de,” dedi. “Ama bu da bizim dengemiz, değil mi? Sen biraz daha az erteliyorsun, ben biraz daha az çalışıyorum.”

Sonuç

Ayşe ve Murat, farklılıklarının aslında birbirlerini tamamlayan parçalar olduğunu anladılar. Erteleyen adam ve işkolik kadın, bir denge kurmayı başardılar. Ayşe’nin disiplini Murat’a ilham verirken, Murat’ın rahatlığı Ayşe’ye huzur getirdi. Belki de aşk, tam olarak böyle bir şeydi: Zıtlıkların bir uyum içinde dans etmesi.

Her iki durumda da temel hedef, dengeli bir yaşam sürdürmektir. İş, yaşamın sadece bir parçasıdır; kişisel sağlık, mutluluk ve ilişkiler de en az iş kadar önemlidir.