Kendi işinizi mi yapmak istiyorsunuz? Patron olmak mı cazip geliyor? Kurumsal saçmalıklardan mı bıktınız?
Tüm bu sorulara cevabınız “Evet” mi?
Peki, neden yapmak istediğiniz işi yapmak istiyorsunuz? Diğer bir deyişle, kurduğunuz iş kime ne yarar sağlayacak? Daha da basite indirgendiğinde: Hangi problemi çözecek?
Evet karşımıza ilkokuldan beri çıkan ve bir türlü neden çözdüğümüzü anlayamadığımız havuz problemlerine benzer bir tablo çıkıyor. Girişimci mi olmak istiyorsunuz? Problem çözeceksiniz.
Önce Problem
Albert Einstein der ki: “Eğer dünyayı kurtarmak için 1 saatim olsa, problemi tanımlamak için 59 dakika, çözüm için 1 dakika ayırırım.” Genelde biz insanlar bunun tam tersine yöneliyoruz; problemi zaten herkes çok net biliyormuş gibi doğrudan çözüme odaklanıyoruz. Problem doğru sorularla deşilmediği ve net bir dille tanımlanmadığı sürece kapsamı ve sınırları belirlenmiyor, dolayısıyla çözüme ulaşmanın yolları daralıyor.
Dünyadaki başarılı girişimlerin çözüm önerisi getirdikleri problemleri, bir cümlede tanımlanacak kadar yalın ve nettir.
Problem 1: İnsanların bilgiyi kaydedecek, depo edecek, güncelleyecek ve istediğinde erişecek güvenli bir yerleri yok. Problem 2: A noktasından B noktasına geçmekle ilgili ulaşım problemi teknolojiyle nasıl çözülür? Dropbox dosyalarımızı güvenli bir şekilde saklama çözümünü getirirken (Çözüm 1), Uber bir tuşla insanın bir yerden bir yere gitmesine olansm sağlamıştır(Çözüm 2).
“Dünyanın en mutlu ve başarılı insanları sadece yaptıkları işi sevmezler, kendileri için önemli bir problemi çözmeye kafayı fena halde takmışlardır” demiştir Dropbox CEO’su Drew Houston 2013’te MIT mezuniyetinde yaptığı konuşmada.
Probleminiz gerçek mi?
Öncelikle sizin, çevrenizin ve de ideal olarak aynı problemin sonuçlarına katlanan birçoklarının ağrısını gidereceksiniz. Problem sizin olduğundan, çözümü öncelikle size yarar sağlayacak. Kendi yaşam kalitenizi arttırmak için problemi çözmek istiyeceksiniz.
Problemi saptadınız. Problemi çözmek için çözüm önerisi getirdiniz. Çözüm öneriniz “girişiminizin” ta kendisi. 1999 yılında Jeff Bezos’un problemi kitap satın almak için işinden erken ayrılması gerekliliğiydi. Barnes and Noble veya Borders gibi kitapçılar hafta için mesai saatlerinde açıktı, ya da Cumartesi gününün birkaç saatini kitap almaya ayırmalıydı. Amazon fikri her zaman sipariş verme ve hemen herhangi bir kitabı satın alma kolaylığıyla doğdu. Sunulan değer zaman ve sipariş kolaylığıydı. Amazon 1990’larda kitap okuyan CD dinleyen herkesin satın alma kısıtlamasını çözmekteydi.
(…)