Ne Nedir: Kendimizin Koçu Olmak

Yıl sonu yaklaşıyor, hepimizin takviminde bitirmemiz gereken işlerin listesi mevcut ve nasılsa yaparım diye kenara ittiğimiz yapılacaklar listesinin son kullanma tarihi yaklaşıyor olabilir.

Uzaktan çalışma veya hibrit çalışmanın de fakto kabul gördüğü şu günlerde, kendimizi motive etmenin kolay olmadığını biliyoruz. Her gün ofise gitmek her ne kadar özellikle büyük metropollerde yaşayanlar için hayli zor olsa da bizlere belli bir disiplin ve rutin kazandırdığı da gerçek. Topluluk içinde çalışmanın motivasyonu, getirdiği sinerji yadsınamaz. En azından çalışıyor olmamızın göz önünde olması bile bir motivasyon kaynağı.

Ya yalnız olduğumuzda bir kahve molası vermek, yürüyüşe çıkmak, sosyal medyada gereksiz oyalanma sonunda, bu minik suçların birikmesi ve gece yattığımızda çocukluğumuzda duvarın kenarından çıkıp bizi esir alan hayalet gibi gece uykumuza zarar verip sabah kendimizden memnuniyetsiz bir biçimde kalkmamıza neden olabilir. Bitmeyen görevleri alelacele özensiz biçimde tamamlayabilir, bunun için çevre faktörlerini suçlayabilir ya da bir yönetici koçuna ihtiyacımız olduğunu savunabiliriz.

Kendinizden memnun değil, çevre faktörlerini suçluyor ve en önemlisi bu işten sıkıldığınızı artık yeni bir iş aramanız gerektiğini düşünüyorsanız; birikmiş işlerinize ve bunların kendinize olan güveninizi ve motivasyonunuzu nasıl kemirdiğine dikkat edin.

Hedeflerinizi tekrar gözden geçirin ve bu hedeflere ulaşmak için yapmanız gerekenleri yeniden yazıya dökün. Neden bu işte çalıştığınızı, işin size neler kazandırdığını, yeni ve objektif bir bakış açısı ile inceleyin. Bu işi en başta neden istemiştiniz ve bugüne geldiğinizde neler değişti? Değişen şartlarda sizin rolünüz neydi? Daha iyisini yapabilir miydiniz? Sizin hatalarınız nelerdi? “Azıcık da olsa” hatalarımız ile yüzleşmek motivasyon açısından iyi gelebilir.

Dışardan heyecanlı gözüken neredeyse tüm işler can sıkıcı sıradan tekrarları içeren detaylar barındırır. Başarılı bir futbol oyuncusu olmak erken saatlerde yatarak sabahın seherinde aynı antrenmanın tekrarlanmasından geçiyor olabilir. Can sıkıcı işleri kabul etmek, sahiplenmek, gözümüzde büyütmeden yapmak en iyi çözüm olabilir. En üretken yazarlar arasında sayılan dünyaca ünlü Mark Twain’e atfedilen bir söz var “Eğer canlı bir kurbağa yemek zorundaysanız sabah ilk iş olarak yapın, böylece günün geri kalanında daha kötüsü olmayacağını bilirsiniz” Bizi içten içe kemiren, hoşumuza gitmeyen işi sabah ilk olarak yapmak kendimize güvenimizi ve memnuniyetimizi artırarak daha sonraki işleri çok daha kolay yapmamızı sağlayacaktır.

Bu ilkenin devamı olarak, eğer can sıkıcı iş varsa bunu ertesi sabah ve ertesi sabah ilk iş olarak yapmayı alışkanlık haline getirmek bizi verimlilik adına bambaşka bir seviyeye taşıyabilir.

Bunun için kullanılan tekniklerden birisi Pomodoro tekniğidir. 80’lerde Francesco Cirillo tarafından geliştirilmiştir. İtalyanca domates anlamına gelen pomodoro, her bir çalışma döngüsünün domates şeklindeki bir saat olarak görselleştirilmiş bir kavram. Yapılacak işin 25’er dakikalık makul parçalara ayrılarak, kişinin kendini düzenli ve bilinçli molalarla ödüllendirdiği bir tekniktir. Bu teknik ilk başta 5 dakikalık aralıklarla başlanarak sonrasında daha uzun molalarla ödüllendirme olarak açıklanabilir. Doğru kullanıldığında mükemmel bir zamana yönetim tekniği olup, işimizi çok daha kısa süreli odaklanmalarla bitirmek ve sonrasında kendimizden memnun olarak kaliteli eğlence zamanı yaratabiliriz. Daha fazla bilgi ve uygulama için https://pomodoroteknigi.com/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Çalışmanın bir ceza gibi gözüktüğü bir dönemde yaşıyoruz. Hatta sadece tatiller için yaşayan kişiler var. Hepimizin kendimizi yenilediği, yaptığımız rutin işlerden uzaklaşıp pilimizi şarj ettiğimiz dönemlere ihtiyacımız var. Ancak tatil için yaşamak uzaktan gözüktüğü kadar eğlenceli mi gerçekten. Kişiyi motive eden şey bir hedefe doğru bilinçli çalışmadır. Çalışarak, mücadele ederek ulaştığımız hedefler bizim kendimizle gururlanmamızı ve gerçek bir tatmin duygusunu oluşturur. Kaliteli bir dinlenme için çalışmamız gerektiği bir gerçek değil mi? En iyisi çalışalım.