Skip to main content
search

Geçmişte karlı bir alan olarak düşünülmeyen İnsan Kaynakları pandemi perisinin dokunuşu ile görünür oldu. Sanki evin gözlüklü miyop kızı stilini değiştirdi de tüm taliplerin gözü üzerinde gibi bir durum var.

İnsan kaynakları hep buradaydı ve ihtiyaçlar hep vardı. Pandemi ve ardından farklılaşan çalışma modelleri insan kaynaklarını da ofise bağlı olmaktan çıkarınca bu alanda ortaya çıkan sorunlar için birçok çözüm, yazılım, start up ve scale up yatırımlar çığ gibi büyümeye başladı. Geleneksel yöntemlerle yürütülen işe alım, çalışan yönetimi, performans takibi ve bordro işlemleri, dijital araçlarla desteklenen daha esnek ve verimli süreçlere evrildi. Bu dönüşüm, sadece İK departmanlarını değil, tüm organizasyonel yapıları etkileyen bir trend haline geldi.

Peki, İK teknolojilerinin bu denli yükselişini ne tetikledi?

1- Dijitalleşme ve Otomasyon: Teknolojik ilerlemeler, iş süreçlerinin otomasyonunu hızlandırdı. Bu, İnsan Kaynakları departmanlarının daha verimli çalışmasını sağladı ve geleneksel yöntemlerden ziyade yazılımlarla desteklenen İK süreçlerine geçişi hızlandırdı. Kuruluşlar, İK süreçlerini kolaylaştırmak için giderek daha fazla dijital çözümler benimsiyor, hangi şirketle konuşursanız size süreçlerini dijitalleştirme yolundaki çalışmalarından bahsedeceklerdir. Hepimiz değişimden ve  verimliliği artırabilecek ve çalışan deneyimlerini iyileştirebilecek yenilikçi teknolojiler hakkında konuşuyoruz.

2- Uzaktan Çalışma ve Hibrit Çalışma Modelleri: Pandemi döneminde hızla yaygınlaşan uzaktan çalışma, çalışan takibi ve performans yönetimi gibi İK süreçlerinin dijital ortamda daha iyi yönetilmesini gerektirdi. Bu da İK teknolojilerine olan talebi artırdı.Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin yükselişi yeni sorunlar ve tabi ki bunların çözümleri oluşmaya başladı. Burada çalışanları brutal olarak kontrol etmek olarak başlayan kontrol metodları zamanla yumuşadı, işverenler ağır ve moral bozan ve çalışanın motivasyonunu düşüren kontrollerden çok kısa bir süre sonra vazgeçtiler. Bunun yerine çalışan verimlilik çıktılarını ölçen sofisike çözümler gerekli olmaya başladı. Çalışanı kontrol değil, çalışan verimliliğine katkı sağlayan dolayısıyla çalışan deneyimini iyileştiren modellere geçiş süreci ve bu alanda ortaya çıkan birçok yeni girişim ve startup optimum çözümü arıyor.

3- Yapay Zeka ve Veriye Dayalı Karar Verme: Büyük veri ve yapay zeka (AI), İK departmanlarının işe alım, AI destekli işe alım araçları, yetenek havuzunu genişletme ve adayları daha iyi değerlendirme imkanı sunuyor. İşe alımda kullanılmaya başlayan yapay zeka araçları daha adil ve doğru işe alım imkanı sağlıyor. AI ve büyük veri sayesinde, İK profesyonelleri artık daha geniş yetenek havuzlarına erişebiliyor ve adayları daha objektif ve veriye dayalı bir şekilde değerlendirebiliyorlar. Bu da hem doğru yetenekleri bulma hem de işe alım süreçlerini hızlandırma konusunda büyük bir dönüşüm anlamına geliyor.

Ayrıca, şirketler İK’da veri analitiğinin değerinin farkına varıyor. Kuruluşlar iş gücü hakkında bilinçli kararlar almaya çalışırken, veriye dayalı içgörüler ve tahmine dayalı analitikler sunan yeni girişimler ilgi görüyor.

4- Çalışan Deneyimi ve Memnuniyet: Modern iş gücü, daha iyi bir çalışan deneyimi talep ediyor. İK teknolojileri, çalışanların performansını artırmak, geri bildirimleri daha etkili toplamak ve çalışan bağlılığını sağlamak için dijital çözümler sunarak bu talebi karşılıyor. Çalışanların refahına ve katılımına giderek artan bir vurgu yapılıyor. İK teknoloji girişimleri, çalışan deneyimine öncelik veren, kuruluşların yetenekleri çekmesine ve elinde tutmasına yardımcı olan platformlar geliştiriyor.

  1. Küreselleşen Mevzuat ve Bordro: İş kanunları ve düzenlemeleri geliştikçe, işgücü dolaşımı konusu arttıkça şirketler de uyumluluğu sağlayacak araçlara ihtiyaç duyuyor. Uyumluluğu yönetmek için çözümler sunan girişimler giderek daha önemli hale geliyor. Şirketlerin küresel pazarlara açılmasıyla birlikte, farklı lokasyonlarda çalışan büyük ve çeşitli ekiplerin yönetimi daha karmaşık hale geldi. İK teknolojileri, küresel çapta çalışan takibi, bordro yönetimi ve uyum süreçlerinin otomasyonuna katkıda bulunarak bu zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı oluyor.

Bu noktada, ülke mevzuatlarına uyum, veri güvenliği ve gizliliği de hayati bir rol oynuyor. Özellikle KVKK ve GDPR gibi düzenlemeler, İK teknolojilerinin işleyişinde ve veri toplama süreçlerinde önemli sınırlar ve zorunluluklar getiriyor. Veri güvenliği, çalışanların kişisel bilgilerinin korunmasını gerektirirken, şirketlerin bu düzenlemelere uyum sağlaması küresel çapta rekabet ederken kritik bir öneme sahip. İK yazılımları, bu uyumluluğu kolaylaştırmak için veri güvenliği önlemleri ve izleme araçları sunarak, hem yerel mevzuatlara hem de uluslararası düzenlemelere uygun hareket edilmesini sağlıyor.

  1. Entegrasyon Teknolojileri: İnsan Kaynakları alanındaki küçük yazılımların entegrasyon süreçleri, teknolojinin gelişmesiyle birlikte çok daha kolay ve erişilebilir hale geldi. Eskiden, İK yazılımlarının kullanımı genellikle büyük şirketler için mümkünken, bugün teknolojinin sunduğu yenilikler sayesinde küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) de bu yazılımlardan yararlanabiliyor.
  2. Kişiselleştirme ve Esneklik: Birçok geleneksel İK sistemi katı ve modası geçmiş olarak görülüyor. Startup’lar genellikle kuruluşların özel ihtiyaçlarına göre uyarlanabilecek daha özelleştirilebilir ve esnek çözümler açık hazır olan birçok girişim öz konusu.

Tüm bu  faktörlerin birleşimi, hızla değişen bir çalışma ortamında insan kaynaklarının karşılaştığı gelişen zorlukları ele almaya çalışan İK teknoloji girişimlerinin çoğalmasına neden oluyor.

İK teknoloji sektörü önemli yatırımlar çekerek yeni girişimlerin ortaya çıkmasına yol açtı. Risk sermayedarları bu alandaki büyüme potansiyelinin farkına vardı ve yenilikleri körüklüyor.

Biz de Datassist olarak sektördeki 25 yıllık deneyimimizle, büyük kurumsal şirketlere sunduğumuz teknolojik bordro ve İK servislerimizle İnsan Kaynaklarına katma değer yaratacak alan ve odaklanma fırsatı sağlıyoruz. Son yıllarda İnsan Kaynakları teknolojileri alanındaki start-up’lara yaptığımız yatırımlarla sektörün gelişimine katkı sağlamayı da sürdürüyoruz.