Skip to main content
search

14 Yaşında Bize Öğretilen: Sınıfsal Kodlar ve Kariyer Yolunun Görülmez Haritası

Bilmiyorum 14 yaşımda mı öğrenmiştim!

İstanbul’daki ilk iş görüşmemde, ücret konusuna geldiğimizde “bundan aşağı inmem” dememle aslında esnaf kesimin kendine özgü bir kodunu kullandım. O yaşta ebeveynlerimizin mesleğiyle, çevresiyle ve tüm kültürel kodlarıyla karşılaşırız; parfümlerinden kullandıkları şiveye, ev sohbetlerinden “bundan aşağı inmem” gibi esnaf söylemine kadar her şey bilinçaltımıza işlenir. Benim için bu dönemin kodları, İstanbul’daki o iş görüşmesinde aniden gün yüzüne çıktı. Esnaf bir aileden geldiğimi hissettiren o söz — ‘bundan aşağı inmem’— görüşmecide tebessüm yaratmıştı. İşe alındım; ama içimde hep bir “kod kırıklığı” olarak durdu. Bu, hem benim ilişkisel duruşumu (davranışsal kodu) hem de görüşmecinin örgütsel bakış açısını çoğu zaman plansız şekilde etkileyen sınıfsal kodların somut bir örneği oldu. Bu yazı, o anın görünmezliği üzerinden sınıfsal kodların kariyeri nasıl şekillendirdiğini, hangi kokuların, aksanların veya davranış biçimlerinin bizi nasıl farklı konumlara yerleştirdiğini sorguluyor.”

Her bireyin hikâyesi kişisel gibi görünse de çoğu zaman kökleri aile toprağında büyür. Özellikle 14 ve 20 yaş arasındaki dönemde aile yapısının, ekonomik durumun, ebeveyn tutumlarının bireyin gelecekteki kimliğini büyük ölçüde şekillendiriyor.

14 Yaş: Güvenlik ve Kimlik Arayışı

14 yaş, çocuğun dış dünyayla daha derin bağlar kurmaya başladığı, okul başarısının daha görünür hale geldiği, kimlik gelişiminin hızlandığı bir dönem. Bu yaşta ailenin maddi durumu kadar duygusal atmosferi de belirleyici.

● Aile içinde duygusal güven varsa, çocuk daha fazla özgüven geliştirebiliyor.

● Maddi açıdan istikrarlı bir evde büyüyen çocuk, ileride risk alma konusunda daha cesur olabiliyor.

● Tam tersi, sık sık taşınan, borçlu ya da çatışmalı bir evde büyüyen çocukta “hayat sürprizlerle dolu ama genellikle kötü” algısı oluşabiliyor.

Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, 14 yaşında ailesi ekonomik olarak zorlanan bireylerin, ileride daha fazla kurumsal güvence aradığı, yani daha çok “beyaz yaka” kariyerleri tercih ettiği gözlemlenmiş.

(Kaynak: https://www.researchgate.net/publication/373923575_Parental_Influence_and_the_Propensity_for_Entrepreneurship_Evidence_from_the_One-Child_Policy)

20 Yaş: Bağımsızlık Eşiği

20’li yaşların başı, kişinin hem ailesine hem de dünyaya bakışının şekillendiği bir eşik. Artık genç birey, kararlarını kendisi alıyor. Fakat bu kararları alırken omzunun üzerinde hala bir ses var: “Ailene ne olacak?” ya da “Onlar nasıl başarmıştı?”

● 20 yaşında ailesi hâlâ ayakta ve destekleyiciyse, kişi girişimci olma riskini daha kolay alabiliyor.

● Ailesiyle maddi/manevi kopuş yaşamış bir genç, daha çok “kendi yağında kavrulma”yı hedefleyip daha temkinli kariyer yollarına yöneliyor.

Sınıfsal konumun kariyer yolunu nasıl etkilediğini incelerken, 14 yaş önemli bir “referans yaşı”dır çünkü bu dönemde:

●      Ailenin mesleki, eğitimsel ve ekonomik durumu bireyin “normal” olarak algıladığı dünyayı belirler;

●      Eşitsizlik fırsatları şekillenir: kimin hangi ağlara, hobilerle ilgi alanlarına eriştiği, nasıl bir şiveye veya davranış biçimine sahip olunduğu bu yaşta anlaşılır hale gelir.

20 yaş ise sistemin bize verdiği hareket alanını, yani “büyük resmi” gösterir ama 14 yaşta yerleşen kodlar hala aktif haldedir.

Ya girişim ruhu nasıl etkilenir?

Girişimci Ruhun Arkasında Ne Var?

Girişimcilerin bir kısmı, zor koşullardan gelen ve “bunu aşmak zorundayım” motivasyonuyla hareket eden bireylerden oluşurken bir kısmı da aile desteğiyle “risk alabilirim çünkü düşersem beni tutan biri var” diyebilenlerden oluşuyor.

Bu noktada iki girişimci profili var:

  1. “Yıkıntıdan Yükselen” Girişimci: Ailesi 14 yaşındayken dağılmış, ekonomik zorluklar yaşamış. Erken yaşta sorumluluk almış. Hayata karşı savaşçı.
  2. “Destekle Yükselen” Girişimci: 14-20 yaş arası ailesinden duygusal ve maddi destek görmüş. Daha çok deneme yapmış, hata yapma lüksü olmuş.

1. 14 Yaş = Başlangıç Noktanız

Araştırmalar, ebeveyn mesleğinin çocuğun mesleki yönelimleri üzerinde güçlü bir etkisi olduğunu gösteriyor. Ebeveyninizin iş çevresine, sosyal sermayesine ve kültürel alışkanlıklarına maruz kalırsınız — bu, 14 yaş itibarıyla kişisel kodlarınızı oluşturur.

2. Kültürel ve Dilsel Kodlar

Şive ve aksan, işe alım süreçlerinde bile etkili olabiliyor. Istanbul Türkçesi “profesyonellik” olarak algılanırken, bölgesel şiveler dezavantaj yaşatabiliyor. Bu durum insanların şivelerini yumuşatmasına hatta saklamasına neden oluyor.

Bu, 14 yaşta şekillenen “linguistic capital”– dilsel sermaye– olarak adlandırılır.

3. Görülmez Filtreler ve Kabul Kriterleri

●     Davranış biçimleri (göz teması, tebessüm, el sıkışma), duruş gibi incelikli göstergeler “aidiyet sinyalleri”dir. Bu sinyaller, 14 yaşında öğrenilen sosyal normlarla doğrudan bağlantılıdır.

●     İş dünyasında öne geçmek için “matching” yoluyla seçilmek gerekir: “Bize benziyorsan sana daha kolay kapı açılır” yaklaşımı hâlâ yaygındır.

4. Kimliğiniz ve Aidiyet Maliyeti

●     Britanya’daki 93 % Club* örneğinde, devlet okulu çocuklarının üst düzey pozisyonlara geldiğinde “kökenlerini saklamak zorunda kalmaları” yüksek bir sosyal ve duygusal maliyettir.

●     Aile kökeniniz sürekli bir filtreleme sürecini başlatır: “Kimliğimi saklayarak mı yükselmeliyim?”

 

* Britanya’da nüfusun %93’ü devlet okulu mezunu ama üst düzey pozisyonlarda hâlâ %7’lik özel okul mezunları hakimmiş. Bu durum, devlet okullu bir kişi şivesini yumuşatma, kıyafet ve davranış değişikliği gibi stratejiler geliştirmesine neden oluyormuş. ‘93 % Club’ bu boşluğu fark edip devlet okulluları için bir aidiyet ve destek ağı kurmuş — ‘get in and get on’ diyerek.”